MÜZİĞİN RESMİ
Serap Etike
Sanatların birbirleriyle ilişkileri
genellikle ilgi uyandıran bir konudur. Örneğin; resim ve
müzik, resim ve edebiyat arasındaki ilişki ve etkileşimler
zaman zaman araştırılır, denenir ve ilginç sonuçlar elde
edilir. Ancak 20. Yüzyıla gelene değin bu ilişkiler sınırlı
düzeyde kalır. 19. Yüzyıl sonlarından başlayarak bilimsel
ve teknik gelişmelerin yaşama etkin olarak girmesiyle sanatlar
arasındaki sınırlar tümüyle yıkılır, tüm sanatlar birbirini
etkiler. Bu etkileşim resim ve müzik arasında oldukça fazladır,
çünkü fotoğraf ve sinema, yüzlerce yıldan beri doğayı konu
edinen resim sanatının kendini sorgulamasına yol açar ve
ressamlar doğayı yansıtmayan soyut karakterli müzik sanatını
incelemeye yönelirler.
N. İpşiroğlu buna ilişkin
şu saptamayı yapar: "Müzik, sanatların en soyut olanıydı.
Doğa yansıtmacılığında uzaklaşan resim sanatı, nesneden
bağımsız salt resim öğeleriyle biçimlendirmeyi müzikten
öğrenebilirdi." Böylece ressamlar gözlerini doğadan resim
öğelerine çevirirler, salt biçim ve rengin sanatlarını yaratmada
yeterli olduğunu bulgularlar. Resim sanatı yansıtmacı gelenekten
kurtulunca soyut sanat dönemi başlamış olur.
İpşiroğlu'na göre : "Sanatçıların
müziğe gösterdiği ilgi değişikti. Kimi esin kaynağı olarak
müzikten yararlanıyor; kimi doğrudan doğruya müziğin resmini
yapıyor; kimi senfoni, füg vb. müzik formlarını resme aktarıyor;
müziğin biçimlendirme öğelerinden resimde yararlanma yollarını
arıyordu." Resim sanatında müzikten etkilenen sanatçılardan
bazıları; Matisse, Kandnsky, Klee, Delaunay, Pallock ve
Mondrian'dır.
Diğer yandan tıp alanında
harflerin, seslerin, rakamların insanların üzerinde farklı
etkiler uyandırdığı ve bunların normal dışı algılamalar
olduğu kabul edilir. Sinestezi denilen algılama bozukluğunda
hastaların sesleri görebildiği, renkleri hissedebildiği
ve şekillerin tadını alabildiği belirtilir.®
Gombrich "Sanat ve Yanılsama"
adlı kitabında, insanın farklı algılama özelliğinin de etkisiyle
ressamların müziği görselleştirmeye başladığını belirtir.
Gombrich; seslerin görsel ve devimsel alana uzandığını,
"r" harfinin akıcı yada devinen bir şeyi, "i" harfinin ise
aydınlık ya da net bir şeyi imlediğini söyleyerek dil ile
görsellik arasındaki bağıntıyı şöyle kurmaktadır: "Kanımca
hepimiz, belli dil seslerinin görsel algılamaları yansıladığını
ve bunlara benzediğini duyumsarız... Duyumdaşlığın (synesthesia),
yani beş duyudan birine özgü olan yaşantının ötekilere geçmesinin,
örneğin sesli görmenin, renkli duymanın vb. çok yaygın olduğunu
her dilde bu bağlamda var olan deyişler kanıtlamaktadır."
İpşiroğlu ve Gombich'den
yapılan alıntıların da yardımıyla bir yoruma gidilecek olursa;
insanın duyusal algılarındaki çeşitlilikler, resim sanatının
kendini sorgulama ve yansıtmacı geleneği aşma sürecinde
etkili olmuş, bu bağlamda müzik sanatının soyut karakteri
resim sanatını etkilemiştir denilebilir.
Yukarıdaki açıklamalar, konunun
sanat eğitimiyle bağlantısı açısından bizleri ilgilendirmektedir.
Resim dersi programındaki birçok konunun işlenişinde güdüleyici
ve başarıyı arttırıcı bir etken olarak doğru seçilmiş bir
müzik parçası (klasik batı müziği önerilir) dinletilebilir.
Bu, sıkça yapılan ya da yapılması gereken bir uygulamadır;
ancak burada önerilmek istenen, resim derslerinde müziğin
bıraktığı etkiyi görselleştirme çalışmalarıdır. "Müziğin
resmi" diyebileceğimiz bu yaklaşımda öğrencilere önce konu
ile ilgili gerekli açıklamalar yapılır, sonra seçilen müzik
dinletilerek müziğin kendilerinde bıraktığı etkiyi özgürce
(soyut ya da figüratif) anlatmaları istenir. Bu çalışmalarda
kurşun kalem, pastel boya, suluboya, guvaş boya, kağıt yapıştırma
(kolaj) vb. teknikler kullanılabileceği gibi birkaçı birlikte
karma teknik de kullanılabilir.
Müziğin resmi çalışmalarında
da doğanın, görünenin yansıtılması gerekliliği olmadığı
için öğrenci daha cesur çalışır, kendini salt resimsel öğe
ve ilkelerle anlatır, düşünsel çaba harcar. Yaratıcılığı
ve özgüveni geliştiren bir sanat eğitimi yöntemi olarak
her düzeyde resim derslerinde kullanılması önerilir.
1 Nazan İpşiroğlu, Sanattan
Güncel Yaşama, Pan Yayıncılık, İstanbul, 1998, s.184.
2 Aynı eser, s.185.
3 "Onların Gördüğünü Siz De
Görüyor Musunuz ?" , Çev: Sevil Duvarcı, Cumhuriyet Bilim
Teknik, 8 Nisan 2000, sayı: 681,s.12.
4 E. H. Gombrich, Sanat ve
Yanılsama, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1992.
Serap Etike
|