Back to Main Page
Back to Main PageSon SayıÖnceki SayılarEditörlerİletişim



Editörden

Gezgin Fotoğrafçılar

Amerika'yı Keşfederken

Uzaklardan

Müziğin Resmi

Ben bir Fotoğrafçıyım

Kaktüs

"B & W In COLORS"

Ahmet Kayacık'ı Kaybettik.

Yol Notları

"Öykü"-Eksikliği Duyulan Şeyler

Yüzler

Cadı Kazanı

Gap Projesi

En Eski Fotoğraf Derneği

Siirtli Süpermen

Solan Renkler

Bir Ayrılış Öyküsü

Eğitim

FOTOGEN, FSK

Fotoğraf Dünyasından Haberler

Pano

Okudunuz mu?

Ciddiyet

Bit Pazarı

"Bir Ülke Bir Fotoğrafçı"

Yeni Umutlar
Mehmed Nusreddin Özbay, Lale Öztürk, Ferhunde Çayır


Sergi Salonu, İlkay Muratoğlu, Tekin Ertuğ

Suyunu Çıkaranlar

"Portfolyolar"

Coşkun Aral

Adnan Ataç

Selim Seval

Fethi Sabunsoy

Tanju Akleman

 



Sayı 2



En Eski Fotoğraf Derneği

S. Haluk Uygur
(AFIAP) AFAD Başkanı …


AMIN Maalouf'un "Doğu'nun Limanları" isimli kitabından 1901 ile 1909 yılları arasında Adana'da bir fotoğraf derneğinin kurulduğunu okudum.
Amin Maalouf'u bir çoğunuz tanırsınız. Güvenilir bir tarihçi olan yazar, romanlarını tarihi gerçekler ve olaylar üzerine kurgular.
Bakın Amin Maalouf "Doğu'nun Limanları" isimli kitabında konuyla ilgili neler yazıyor: "(...) genç adamın çevresinde küçük bir saray erkanı oluşmuştu. Her konudan konuşuluyordu. (...) Siyasetin dikkatle dışında kalınıyordu. Grupta çok fazla yabancı ve azınlık (Ermeni, Rum) vardı. (...) Bambaşka şeylere ilgi duyulurdu: Keşifler, yeni teknikler, Fotoğraf, şeref köşesindeydi ve birgün bir tartışma sırasında bu topluluğa bir isim takmak akıllarına geldi ve tereddütsüz "Adana Fotoğrafçılık Derneği" adını aldı. (...)

Babaannemin mutlu olduğu, o tarihlerdeki fotoğraflardan anlaşılıyor. (...) Babam bavul dolusu fotoğrafların üzerine solmuş mürekkeple, iftiharla şöyle yazmıştı; "Fotoğrafçılık Derneği-Adana"
(...) Bavuldaki klişelerin çoğu ona ait değildi. Nubar'ınkiler vardı ve derneğin beş-altı üyesininkiler.
En eskiler 1901 yılına aitti. En yenisi 1909'a 1909 Nisan'ına. (...) Daha kesin olabilirim, 6 Nisan. (...) Bu tarihten sonra babam eline bir daha fotoğraf makinesi almak istemedi. (Doğu'nun Limanları. sy. 24-25-26)
Bu dernek bir müddet faaliyet gösterdikten sonra 6 Nisan 1909'da Ermenilerle Türklerin arasında çıkan iç çatışma sonucu, romanın kahramanı (Türk) Lübnan'a göçünce, Adana Fotoğrafçılık Derneği'nin akibetini öğrenemiyoruz.
Ancak aile albümlerindeki ve arşivlerdeki eski Adana fotoğraflarının çokluğu ve bu fotoğrafların tarihinin 1900 yılına kadar gitmesi, fotoğraflar incelendiğinde estetik değerlerin ön plana çıkarıldığının hemen farkedilmesi, Adana'da 20. yüzyılın başlarına kadar bir fotoğraf geleneği olduğunu gösteriyor.
Türkiye'nin ilk renkli fotoğraf sergisinin de Şinasi Barutçu tarafından Adana'da açıldığı biliniyor (1950'li yıllarda) üstadın böyle önemli bir sergiyi Adana'da açması herhalde bir tesadüf değil. Adana'da bir fotoğraf potansiyeli, en azından bir izleyici kitlesi görmüş olmalıydı ki, o kadar yer dururken sergisini kentimizde açmış.
Ayrıca 1979 yılında Mehmet Baltacı'nın desteğiyle AFAD adı altında toplanan gençlerin kısa sürede Türkiye fotoğrafında söz sahibi olmaları Adana'nın köklü fotoğraf geleneğinin olumlu etkisinden olsa gerek.
Gerek Amin Maalouf'un tüm kitaplarında görülen, insana güven veren bilimsel çizgisi, gerek "Doğu'nun Limanları" kitabında bahsedilen 6 Nisan 1909 gününde çıkan iç çatışmanın, tarihi gerçeklerle tamamen uyuşması, gerekse Adana'da görülen köklü fotoğraf geleneği, beni; Anadolu'nun ilk amatör fotoğraf derneğinin Adana'da kurulduğuna inanmaya zorladı.
Adana'nın bilinen fotoğraf geçmişinde Türk, Ermeni ve Rumların beraberce yer aldığı da biliniyor. Bu tespit de Maalouf'un anlattıklarıyla uyuşuyor.
Bir an, Amin Maalouf'un doğruyu yazmadığını düşünsek bile, AFAD'ın her zaman izlediği paylaşımcı, toplumun sorunlarına yaklaşımcı ve birbirine bağlı ekipler halinde çalışma geleneği, hepimizde köklü bir geçmişin izlerini hissettiriyor. Derneğimizin bu günkü konumu, bence 20. yüzyılın başındaki "Adana Fotoğrafçılık Derneği"nin konumuna oldukça uyuyor.
Bu durumda derneğimizin varoluş tarihini 1901 olarak kabul etmemiz mümkün olabilir.
Sizce de öyle değil mi?



S. Haluk Uygur