Back to Main Page
Back to Main PageSon SayıÖnceki SayılarEditörlerİletişim



Editörden

Gezgin Fotoğrafçılar

Amerika'yı Keşfederken

Uzaklardan

Müziğin Resmi

Ben bir Fotoğrafçıyım

Kaktüs

"B & W In COLORS"

Ahmet Kayacık'ı Kaybettik.

Yol Notları

"Öykü"-Eksikliği Duyulan Şeyler

Yüzler

Cadı Kazanı

Gap Projesi

En Eski Fotoğraf Derneği

Siirtli Süpermen

Solan Renkler

Bir Ayrılış Öyküsü

Eğitim

FOTOGEN, FSK

Fotoğraf Dünyasından Haberler

Pano

Okudunuz mu?

Ciddiyet

Bit Pazarı

"Bir Ülke Bir Fotoğrafçı"

Yeni Umutlar
Mehmed Nusreddin Özbay, Lale Öztürk, Ferhunde Çayır


Sergi Salonu, İlkay Muratoğlu, Tekin Ertuğ

Suyunu Çıkaranlar

"Portfolyolar"

Coşkun Aral

Adnan Ataç

Selim Seval

Fethi Sabunsoy

Tanju Akleman

 



Sayı 2

AMERİKAYI KEŞFEDERKEN II

Gül Ezen


Bu sayıda ne yazacağıma karar vermekte biraz zorlandım. Konumuz ‘keşifler’ olduğuna göre New York da yeni açılan fotograf sergileri, müze gezileri ve benzeri şeyler mi, yoksa geçen yazımda (6. sayı) önerdiğim ‘teknik ilerletme’ noktasından devam etmek mi? Sonunda siyah-beyaz fotografçılıkta teknik ilerletme konusunda karar kıldım. Bu benim, hem herkese önerdiğim hem de kendi açımdan çok üstünde durduğum bir konu.

Bu ülkeye gelirken, fotograflarımın teknik düzeyini, yabancı dergilerde ve fotograf kitaplarında gördüğümüz SB fotografların seviyesine getirebilmek en istediğim şeydi.

Çünki bu fotograflar ile bizim işlerimiz arasında teknik bakımdan çok büyük bir fark görüyordum. New York a gelip de Uluslararası Fotograf Merkezi (International Center Of Photography) ve New School University de ileri karanlık oda teknikleri konusunda dersler almaya başlayınca bu görüşüm büsbütün doğrulandı. Bilmediğim, Ankara da öğrenme şansım olmayan pekçok sey vardı. Bilirsiniz bu işi okuluna gitmeden yapmaya çalışanların, gerekli bilgilere ulaşmakta büyük zorlukları vardır. Benim burada iyi baskı orijinallerini de görme şansım oldu. Bir kez daha anladım ki iyi bir baskı ancak iyi bir negatiften yapılabilir.

Bilmem bir Sebastiao Salgado fotografı gördünüzmü. Gördüyseniz, yanına en başarılı bulduğunuz görüntünüzün baskısını koyun ve bakın. Eğer kendi baskınızı hala başarılı buluyorsanız bu yazıyı okumayın. Zaten bunları okumak amatör fotografcılar için sadece bir başlangıç olabilir. Bu arada hemen belirtmeliyim ki, fotografta amatörlük, kişinin üstünden yüksek kalitede fotograf üretme zorunluluğunun kalkması anlamına gelmiyor. Amatörlük, sadece ve sadece amatör fotografla uğraşan kişinin, gelirinin tamamını ya da büyük bir oranını, fotograf dışında bir uğraşıdan kazanması şeklinde tanımlanır.

Sebastião SALGADO
Sebastião SALGADO

Siyah beyaz ın olanaklarını araştırmaya bir kez başlayınca, her aşamada sonsuz seçeneklerin olduğunu görüyorsunuz. Her fılmin değisik bir imzası var. Her geliştircinin de. Geliştirme sürelerini değiştirebilirsiniz. Değişik kağıtlar seçebilirsiniz. Değişik kağıt geliştiricileri seçebilirsiniz. Baskılarınızı tonlayabilirsiniz. Bir fotografcı için geçerli ve iyi olan başkası için olmayabilir.

Ilford firması “ renk bilim ise, siyah beyaz simyadır” görüşünde.

BİR SİMYA DERSİ

Çekiminizi yaptıktan sonra kendinize sorun

Bütçenizinin elverdiği en fazla sayıda fılmi çekin. Fotograflarınız neden iyi, neden değil?  Bunu kendinize sorun. Sorun kompozisyonmu? Çekim anı mı? Kontrastmı? Gölge detayı mı? Işıkmı? Ton ayrımımı? (Ton ayrımının en iyi örneklerini yine Sebastao Salgado nun baskılarında görebilirsiniz) Fotograf da kompozisyon ve çekim anı nın dışında herşey için bir teknik çare bulunabilir. Bu yazıda teknik çarelerden sözedeceğim. 

Doğru çekim anını öğrenmenin en iyi yolu bol egzersizden geçiyor.Yani çok çekim yapmak. Kompozisyonun ise belli kuralları var. Önce bunları öğrenip sonra da sanat kitaplarında ve müzelerde ‘tetkik gezilerine’ çıkabilirsiniz.

Film seçimi işini ciddiye alın

Ben çoğunlukla Ilford film kullanıyorum.Bu filmle iyi sonuçlar alıyorum. Biraz da Türkiye de kolayca bulunabilmesinden olacak ki hep bu filmi kulandım gibi birşey. Amerika da rasladığım insanların Kodak la çok iyi sonuçlar aldığını görüyorum. Onlar da çoğunlukla Amerikan malı olan Kodak' ı kullanıyorlar.

Ancak, ya en ucuz olanı alarak, ya da yeni olanı deneyerek sürekli film değiştirmekle iyi sonuçlara ulaşmak çok güç.

Piyasadaki filmlerde ufak değişiklikler olabiliyor. Bu alanda rekabetin cok fazla olması, zaman zaman bir firmanın öne geçmesi anlamına geliyor. Bu sebeple, sonuçları her zaman kullandığınız favori filminizle karşılaştırmak için arasıra yeni filimler deneyebilirsiniz. Sonuçlarda, salt gren değil, ton ayrımı ve keskinliğe de bakmak gerekir.

Yeni bir film denemek istiyorsanız, film testini, çekim projeniz kapsamında gercekleştimemenizi öneririm. Kareleriniz harika ama filmi beğenmediniz ne olacak. Bir filmle tam uyuşma sağlamak zaman alan bir iş. 

Taze film kullanın

Eski ya da kötü korunmuş filmler, taze filmlerle kıyasla daha yavaş, daha az kontrast ve hatta sisli gibi olabilir. Emulsiyonun zamanla sertleşmesinden, geliştirilmesi daha uzun zaman alır. Bu yüzden de çok satış yapan ve filmleri iyi koruyan dükkanlardan alışveriş etmekte yarar var. Kullanmadığınız filmlerin en ideal saklanma yeri buzdolabıdır. Kullanmadan en az bir saat önce dışarıya çıkartmak gerekir.Yolculuklarınızda ise filmlerinizi birlikte götürmekte sayısız yararlar var.

Film banyosunu çekimden hemen sonra yapmak şart değil. Birkaç hafta sonuçta az bir değişiklik yapar. Ancak birkaç aylık bir gecikme, kontrast ve hız azalmasına neden olabilir. 

Pozlamaya dikkat edin

SB filmlerin hızı, gölgeler için gereken en az pozlamaya dayanır. Kamera ve el ışık ölçerlerinin çoğu ışıklı bölgelere göre bir okuma verirler, bu da saydam filmlerde gereken en iyi pozlamayı sağlar. Eğer bir spot metreniz varsa ve kullanmayı biliyorsanız filminizi orijinal ISO değerinde pozlayabilirsiniz. Başka her türlü ölçümde ise aşağıdaki gibi pozlayın.

Kapalı bir havada üreticinin ISO değerinde.

Güneşli bir havada : ISO değeri eksi 1/3 den 2/3 e kadar. Örneğin ISO 400 için El 250 ya da El320 . ISO 100 icin El 64 ya da El 80.

Aşırı kontrast varsa : ISO değeri eksi 1, bazan daha da fazla. Örneğin ISO 400 icin El 200.

ISO 100 icin El 50.

Fazla pozlama daha iyi gölge detayı verebilir, ancak bütün filmler için keskinlik azalması, alelade SB filmler için ise gren artısı anlamına da gelir.

Bu yüzden bilhassa 35 mm filmlerde düşünmeden fazla pozlamaya gitmemek gerekir. Orta ve büyük format filmlerde ise bu kaygılar azalır.

Fazla pozlanan filmlerin banyo süresini de yeniden hesaplamak gerektiğini unutmamak gerekir.

Film yıkamada tutarlı olun

Bizler Türkiye de çoğunlukla film banyolarımızı kendimiz yaparız. İyi pozlamadan sonra filmin en iyi şekilde geliştirilmesi iyi bir baskıyı garantiler. Bu yüzden geliştirme aşaması çok çok önemlidir. 

Mutlaka taze gelistirici kullanın. Fiim geliştiricinizde sık sık marka değişikliği yapmayın.

Bazı geliştiriciler bazı filmlerle daha iyi anlaşır. Burada bana tavsiye edilen, filmleri kendi markalarının geliştiricileri ile yıkamak. Çünki bu geliştiriciler özel olarak bu filmlere göre yapılmış. 

Bazı fotografcılar da belirli bir filmle kötü sonuçlar verse bile, ille de aynı geliştiriciyi kullanmakta ısrarlıdır. Dikkat : başka birisi sizin kötü sonuçlar aldığınız bir filmde çok iyi sonuçlar alıyorsa, yanlış geliştirici kullanıyor olabilirsiniz. 

Film banyolarında üreticinin önerdiği geliştirme süreleri, her zaman en iyi baslangıç noktasıdır. Geliştiricinin önerilen ısıda olmasına çok dikkat etmek gerekir...Yıkama tankını boşaltırken dereceyi tekrar ölçecek olursanız, sıcak bir günde iki dereceye kadar daha fazla, soğuk bir ortamda ise yine iki dereceye kadar azalmış olduğunu görebilirsiniz.

Bu durumda sıklıkla 30 saniye ile bir dakika arasında fazla veya az yıkama sürelerini önerenler olsa da, ben bunu denemenizi hiç tavsiye etmem. Özellikle kısa süreli banyolarda bir dakikalık bir hata çok şeyi değiştirebilir. Benim önerim film tankını, yine kullanılan film banyosunun ısısında su ile dolu ikinci bir kaba oturtmaktır.

Geliştirme süresini her zaman aynı şekilde ölçün. Ben tankın dolmasından itibaren boşaltmaya başlayıncaya kadarki süreyi ölçüyorum. Başkası tankı doldurmaya başladığı andan boşaltmaya başladığı ana kadarki süreyi alabilir. İkisi de olabilir. Ancak bir kez bir türlü, sonraki kez bir başka türlü ölçmeyin.

Ajitasyonun da muntazam olması gerekir. Daha fazla agitasyon daha fazla film hızı ancak daha az keskinlik ve daha fazla gren anlamına gelir. Az ajitasyon ise artan keskinlik ve düşük gren, ancak azalmış film hızı demektir. Baslangıçta yine üreticinin önerilerine uymakta yarar var. Film kutularının içinde yıkama sürelerini gösteren tabloları bulabilirsiniz. Okuduğunuz zaman da Kodak ve Ilford firmalarının kendi filmleri için ajitasyon önerilerinin farklı olduğunu göreceksiniz.

Negatifleriniz genelde 2 ya da 3 numara kağıda basılabiliyorsa, geliştirme süreleriniz doğru demektir. Sıklıkla 1 yada 0 numara kağıda gereksinim duyuyorsanız, geliştirme süreniz fazladır. Geliştirme süresini, negatifleriniz 2 ya da 3 no lu kağıda baskı yapabilecek yoğunluğa düşene kadar 30 saniyelik sürelerle azaltabilirsiniz.

Negatiflerinizin çoğunlukla 4 hatta 5 numaralı kağıtlara gereksinim duyması ise gelistirme süresinin yetersizliği ya da pozlama süresinin yetersizliği anlamına gelir.

Negatiflerinizin gölge detaylarını kontrol edin, daha önce anlattığım gibi gölge detayınız iyi gibi görünmesine karşın yine de sert kağıda gereksinim duyuyorsanız, geliştirme sürenizi biraz artırın.

Bu yazıma, Ilford firmasının kendi filmlerinin banyoları icin önerdiği tabloyu ekliyorum.Banyo ısıları için önerilen 68 derece Fahrenhayt, 20 dereceye eşittir. Bu tablonun çalışmalarınızda büyük kolaylık sağlıyacağına inanıyorum.

Hoşçakalın.