Back to Main Page

Back to Main PageSon SayıÖnceki SayılarEditörlerİletişim




Sayı 2

SUALTI FOTOĞRAFÇILIĞI

Osman Karacan

Denizlerin derinlikleri, insanoğlunu her zaman çekmiştir. İnsanoğlu asırlardır derinliklerde neler oluyor, neler var, kimler yaşıyor sorularının cevabını aramıştır. Fakat bulabildiklerini zannetmiyorum, hala da gizemliliğini korumaktadır. Denizin derinliliklerine merakın Asurlular zamanında başladığı tahmin edilmektedir. Keçi derisinden yapılan hava tulumları, içinde hava boşlukları olan büyük çanlar gibi değişik tip dalış malzemeleri kullanmışlardır. 1942-1943 yılında Jacques Cousteau ile Emile Gagnan birlikte çalışarak Aqualung'ı icat etmişlerdir (Fransızca'da su ciğeri denilmekte). Bu malzemeler temelinde fazla bir şey değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde temel olarak kullanılan malzemeler dalış elbiseleri, denge yeleği (BC) ve içinde sıkıştırılmış atmosferdeki soluduğumuz hava bulunan dalış tüpüdür (200 at).

Bizim sportif amaçlı inebildiğimiz derinlik 42 metre olmakla birlikte derinliğin bizleri çektiği muhakkaktır, daha çok derinlik istemekteyiz. Ancak inebildiğimiz derinlik bugünkü sportif dalış malzemeleri ile en fazla 50-60 metre kadardır.
Sizlere sualtının güzelliklerini anlatmak zordur, bunları yaşamak gerekmektedir. Orfozların bizleri gördüğü zaman salınarak derinliklere gitmesi, Ahtapot'un yuvasında kendisini taşlar ve deniz kabuğu ile kamuflaj etmesi, o kızgın bakışlı suratı ile bize bakan Müreni, sevimli yüzlü Mıgrıyı, kumu bıyıkları ile karıştıran Tekiri, akrabaları ile grup halinde dolaşan sevimli Çupra ve Karagözleri, Vatozları, Akyaları, Barakudaları anlatmakta nasıl başarılı olabiliriz ki. Bu güzellikleri su üstüne taşımak için basınca dayanıklı içine su geçirmeyen sualtı fotoğraf ve video makineleri yapılmıştır.
Sualtı fotoğrafçısı nasıl olunur sorusuna yanıt olarak ilk önce iyi bir yüzücü olmak, bunun devamı olan Balıkadam eğitimini (1 yıldız balık adam Brövesi) alıp su altında sepiye ayarını (denge ayarını) iyi bir şekilde yapabilmektir.


Balıkadam Brövesi Türkiye'de (TÜRKİYE SUALTI SPORLARI, CANKURTARMA SUKAYAĞI VE PALETLİ YÜZME FEDERASYONU"na bağlı kulüpler tarafından verilmektedir. (Federasyon Fransa'daki CMAS Sistemine bağlıdır.

(Federasyona bağlı olmayan diğer kuruluşlar ise PADI, NAUI, BARACUDA, SSI gibi) Bu dereceleri elde ettikten sonra bir sualtı fotoğraf makinesi alıp fotoğraf çekilebilir.

Güzel kareler yakalamak zaman ve sabır gerektirir, su altında karadaki gibi vücut dengesini ayarlamak ve çekilecek nesneyi konulu yakalayabilmek önemlidir. Düşünün ki bu sizden korkarak kaçan bir balık ve aynı zamanda dip akıntıları sizi sürüklüyor. Sualtında güçlü flaşlar kullanmak zorundayız, çünkü ilk 5 metrede kırmızı renk kaybolur ve derinlik arttıkça diğer renkler de yavaş yavaş yok olur, 31 metreden sonra ise bütün renkler griye dönüşür. Cisme ışık tuttuğunuzda gri görünen renk yerine, gerçek renk gelmektedir. Yani, fotoğrafını çektiğimiz canlıların renklerini görmeden kareleyemeyiz.

Türkiye'de belli sayıda sualtı fotoğraf sanatçısı bulunmaktadır. Bunların içinde bana göre güzel kareler yakalayan sanatçılar Ferda BÜYÜKBAYKAL, Tahsin CEYLAN, Erhan ÖZTÜRK, Ateş EVİRGEN, Engin AYGÜN, Ozan ÇOKDEĞER ve Cem BOYNER gibi.


Türkiye'de sualtı fotoğrafçılığı biraz yavaş gelişmektedir. Çünkü bu ekipmanlara sahip olabilmek için 1500 ile 5000 dolar arası bir para ödemek gerekmektedir. Makinenin içine deniz suyu girerse makinenin bütün parçaları paslanmakta ve tamiratı da biraz pahalı olmaktadır.

Sualtı fotoğraf makinelerinin üzerinde markalarına göre 3-4 adet O-ring bulunmaktadır. Bunlar sualtına girmeden önce silikon gres yağları ile yağlanmaktadır.

Sualtı fotoğraf ekipmanları değişik isimlerde ve modellerde piyasada belli başlı firmalarda bulunmaktadır. Bunlar: NIKONOS V, SEA&SEA, IKELITE vb...

Bu makinelerin özellikleri objektiflerinin ve gövdelerinin su geçirmemesidir. 5,5 atmosferik basınca dayanıklı (45 metre derinliğe dayanıklı) makinelerdir ve üzerlerinde güçlü flaşları mevcuttur. Ayrıca kara makinelerinin akralit veya alüminyum malzemelerinden yapılan housing içine konulan modelleri de vardır.

SEA&SEA modelinin en iyi özelliği 35mm objektif üzerine 16mm ve makro lensleri takılabilmesidir. Close-up moduna geçebilme özellikleri olduğu gibi kolay kullanım olanakları vardır. NIKONUS V'nin ise sualtında lens değiştirme özelliği yoktur. Hangi lens takılı ise onla çekim yapılabilmektedir, lens değiştirmek istendiğinde su yüzüne çıkıp makineyi iyice kurutmak gerekmektedir.
 




SEA&SEA'nin değişik modelleri bulunmaktadır. İlk başlayanlar için MX5, biraz daha gelişmişi MX, MM IIEX ise biraz daha profesyonel makinelerdir. Housing'li makinelerin özelliği ise balıklara fazla yaklaşmadan zoom yapılabilmesidir. Tam profesyonel makinelerdir. Makinenin çok iyi olması, iyi kareler elde edilecek anlamına gelmemelidir.


Bir gün sualtında sizlerle karşılaşmak dileği ile...

Osman Karacan

Eğitim