Back to Main Page

Back to Main PageSon SayıÖnceki SayılarEditörlerİletişim



Bir Soruya Sahip Olmak

Cumhuriyet Dönemi Fotografçılığımızın Gelişimi

Atatürk Dönemi Basın Fotoğrafçılığının Toplumdaki Yansımaları

Ahmet Elhan'ın Portreleri

Osmanlı İmparatorluğu'nda Fotoğraf

Yüzyirmiyedi Yillik Bir Kitap: Risale-i Fotoğrafya

Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Yıllara, Dönemlere Ayırarak Fotoğrafçılar, Fotoğraflar, Akımlar, Olaylar ve Gelişmeler


Türkiye 'de Fotoğraf Eğitiminin Dünü Bugünü

Fotoğrafımızda Nü ve Sosyal Baskı

Fotoğraf Derneklerimiz

Cumhuriyetin 75.yilinda Fotoğraf Sanatimiza Tarih Perspektifinden Bir Bakış

Fotoğraf Eğitimi

Deneysel Fotoğrafi

Cumhuriyet'ten Günümüze Fotoğrafi

Fotoğraf Sanatı ve Derneklerimiz



Sayı 2


Fotoğraf Derneklerimiz

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, hayati öneme sahip olan kitle örgütleri ve bu örgütlerin temel basamaklarını oluşturan dernekler, toplumlarının; gözü, kulağı ve sesi oldukları gibi etkili birer silahıdır da.

Hangi alanda faaliyet gösterirlerse göstersinler her dernek, toplumun sosyal yaşantısına katıkıda bulunduğu süre içinde varlıklarını sürdürebilir, gelişmesini sağlar ve saygınlığını korur.

Teknolojinin baskısı altındaki fotoğrafın da yalan söyleyebileceğini kabul etmemize karşın, görmenin duymaya oranla daha etkili olan inandırıcılığı; fotoğrafın ve onu üreten insanların ve de o insanların oluşturduğu derneklerin sorumluluklarını da artırmaktadır.

Matbaanın bulunuşundan 300 yıl gibi bir süre sonra ülkemiz girmiş olmasına karşın fotoğraf; 1839 yılındaki icadından hemen sonra Osmanlı toplumunda yaşayan yabancılar tarafından toplum yaşantısına katılmıştır. Hâl böyle iken, bu yıl; 160 yaşındaki fotoğraf dünyası içinde, "en eski" sıfatını 40 yaşındaki İFSAK'ımız ile sürdürüyoruz. Bu durum, bireyselliğimizi toplumsallığa dönüştürmekteki isteksizliğimizin bir saptamasıdır.

İFSAK, gerek yaptığı çok yönlü çalışmalarda, gerekse uzun soluklu organizasyonları başarı ile sonuçlandırmada, çalışmalarını kalıcı (geleneksel) kılmada, hepsinden daha da önemli olarak, varlığını sürdürmek suretiyle oluşturduğu moral değerlerle, fotoğraf dünyamızın sembolüdür.

Üyesi olduğum AFSAD ise 1977 yılındaki varoluş kararı ile birlikte sunduğu manifestosunda, o zamana kadar bir sanat derneği tarafından ifade edilmemiş "toplumcu" boyutu gündeme getirerek, yaptığı çalışmaları biçimlendirmiştir. 1977'den hemen bir yıl sonra, "Türkiye'de Fotoğraf Sanatının İşlevi" konulu tartışmalı toplantıyı düzenleyen AFSAD; var olan dernek, grup ve bireylerin fotoğrafa ve onun işlevinin ne olması gerektiğine ilişkin görüşleri saptamıştır.

1980 yılının ikinci yarısına kadar yaşanan tolumsal olaylar, fotoğrafımızda katı bir içerik oluşturmuş, gelişmesini engellemiştir. Ancak, kısa bir süre sonra gümrük kapıları ile birlikte açılan iletişim yolları, Türk fotoğrafçılarının, FIAP güdümündeki Avrupa amatör fotoğrafı ile tanışmasını sağlamıştır. Bu tanışmanın doğal sonucu olan etkileşim süreci yaşanmıştır. Etkileşimin en önemli yararı, sanatın sadece içerikle sınırlı olmaması, teknik ve estetik değerlerin gözardı edilemeyeceği gerçeğini öğretmek olmuştur. Bu gerçekle birlikte yaşanan FIAP ünvanı kazanma çabaları günümüzde durulmuş ve derneklerimiz yüzlerini içe çevirmişlerdir. Diğer ülkelerle sürdürülen ilişkiler, fotoğraf derneklerimiz ve onun üyeleri aracılığı ile nitel ve özellikle de nicel bakımından bir ivme oluşturmuştur. Bu ivmenin bir yansıması olarak devlet, konuya ilgi göstermiş ve bu yıl 8.si gerçekleştirilen "Devlet Fotoğraf Yarışması"nı düzenlemiştir.

İthal malların ülkemizi kuşatması üzerine, kendini koruma içgüdüsüyle, reklama sarılan yerli üretici, sektörde bir iş patlaması yaratmış, bu alana hizmet verecek fotoğrafçıya olan talep; üniversitelerimizin Güzel Sanatlar Fakülteleri bünyesindeki "Fotoğraf Bölümü", "Fotoğraf Ana Sanat Dalı" ve "Fotoğrafçılık Bilim Dalı" kuruluşlarınca akademik düzeyde karşılanmaya başlanmıştır. Eğitimin başladığı ilk yıllardaki öğretici kaynağının adresi derneklerimiz olmuştur.

Bugün ülkemizde İstanbul ve Ankara'ya ilaveten Adana, İzmir, Kocaeli Mersin, Antalya, Trabzon, Edirne, Gaziantep, Sinop, Aydın, Osmaniye, Balıkesir, Ordu, Çanakkale gibi yörelerimizde fotoğraf derneklerimiz kurulmuştur. Derneklerizin büyük bir bölümü, bir yandan var olma dirençlerini sürdürürken öte yandan da ürünleriyle sanat dünyamıza ve insanımızın hayat damarlarından birine taze kan akışını sağlamaktadır.

Derneklerimizin sürekli olarak ve yaygın bir biçimde sürdürdüğü ortak etkinlik: "Fotoğraf Temel Eğitim Kursu" düzenlemeleridir. Bu etkinlikte, fotoğrafın temel bilgilerinin aktarılmasının yanısıra güzel sanatların ortak kompozisyon bilgilerinin öğretilmesiyle hem asgari bilgi ile donanmış sanat izleyicisi oluşturulmakta hem de derneklerin üye tabanı sağlanmaktadır. Derneklerimizin temel gelirinin de sözkonusu kurstan elde edildiğini belirtmeliyim.

Son beş yılın fotoğraf eğilimi; tek tek "iyi" ya da "güzel" veya "nitelikli" gibi sözcüklerle tanımlanan fotoğraflar çekmek yerine, felsefesi ve teknik çözümlemesi önceden düzenlenmiş ve de çoğunluğu bir konu başlığı altında olan "fotoğraf yapma" şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bunun kanıtı olarak; son yıllardaki maliyet artışına karşın sayıları artan " kişisel fotoğraf albümleri" gösterilebilir.

Bu başarılı çalışmaların oluşmasında, bugüne dek beş kez AFSAD organizasyonunda gerçekleştirilen "Fotoğraf Sempozyumları"nın önemli katkısı vardır. Önceleri salt derneklerin ve bağımsız fotoğrafçıların, daha sonra da üniversitelerimizin ilgili birimlerinin katılım ve katkılarıyla oluşturulan sempozyum ortamı; üst düzeyli bilgi aktarımı ile derneklerimizin ve bireylerin teknik, estetik, felsefi, düşünsel, örgütlenme alanlarındaki sorunlarına yol gösterici olmuştur. Sempozyumda sunulan bildirilerin yayın haline dönüştürülmüş olması, geleceğe aktarılacak belge kazanımı anlamındadır.

Derneklerimizin bir bölümü, aylık etkinlik programlarını planlayıp, bu programlarını üyelerine ve isteyen herkese açık olarak realize etmeye çalışmaktadırlar. Sözkonusu programlarda gözlenen en büyük eksiklik, etkinliklerin çok içe dönük olarak hazırlanmasıdır. Sadece fotoğraf sanatı ile çerçevelenip, diğer sanat dallarından uzakta durulmamalıdır. Her bir dal bir başka alanı ya direkt olarak ya da dolaylı olarak etkiler. Alış-verişten kaçınılamaz. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında ise diğer sanat dallarından da öteye bilim dallarıyla da birlikte olmalıyız. Zira hepimiz biliyoruz ki matematik ve geometri "kompozisyon"un tam merkezinde yer alırlar. Kimya, karanlık odamızın sihirbazıdır. Empatiyi iletişim bilimlerinden öğrenebiliriz.

Diğer sanat dalları ve bilimlerle kurulacak ilişkilere ilaveten demokratik kitle örgütleri ve derneklerle de bir paylaşım ve dayanışma içinde olunmalıdır. Zira salt sanatsal etkinlik içinde kalınarak "kurum" olma niteliğine ulaşılamaz. Oysa bu aşamaya yükselmek zorunluluğu vardır. Aksi bir durum, derneklerimizin "tabela" yakıştırmasıyla tanınmalarına neden olur. Birliktelikler, üyelerin konulu fotografik projelerde çalışarak ürün vermelerini ve deneyimlerini artırmalarını sağlayacaktır.

AFSAD, 1977 yılında kuruluşundan bu yana; ilişki, etkinlik ve hedeflerinde demokrasi ve toplum yararını gözeterek "Sivil Toplum Kuruluşları Birliği" üyesi olmuş, "Eğitim Hakkını Koruma" kuruluşunun destekçisi olmuş, "GESAM" üyeliğine kabul edilmiş, "GAP İdaresi" için GAP belgeselleri hazırlamış. "Sanat Kurultayı"nın delegesi seçilmiş, projesi Kültür Bakanlığı'nca finanse edilmiş ve toplumsal olayların demokratik istemleri için bildirlere adını yazdırmış olmakla 1991 yılından bu yana "Kamuya Yararlı Dernek" statüsü kazanımına ulaşmış, bu nitelik sorumluluğunu artırmıştır.

Unutulmaması ve de gözardı edilmemesi gereken bir gerçek de "bir derneğin bazı açılardan o toplumun küçük bir örneği" olduğudur. Fotoğraf derneklerimizin ilk sıradaki sorununun; bir dönem bilgi ve deneyimlerle donanmış olan üyelerinin, bir süre sonra yok olmalarıdır. Hemen her derneğimize üyelik başvuruları yapılmakla birlikte, beklentilerin; para, ev, araba ile sınırlandırıldığı bir toplumda, bireylerin bir sanat dalında kalıcı olmaya karar vermeleri neredeyse imkansızdır. Kısa dönemde bu yapının değişebileceğini ummak dahi mümkün görülmemektedir. Bu konuda derneklerimizin yapması gereken; aylık programlarının içeriğini çeşitlendirmek olabilir.

Başta ben olmak üzere, sık sık "derneklerin topluma hizmet sunmak zorunda olduklarını" yazıp, söyleriz de bireylerin, kuruluşların, kurumların ve devletin sorumluluklarından pek söz etmeyiz. Oysa fotoğraf derneklerimizin ikincil sorunu ekonomiktir. Varlıklarını sürdürmek, gelişmeyi sağlamak ve yatırımlarını gerçekleştirmek gibi zorunlu giderler üyelerin kısıtlı katkıları ve de özellikle kurs gelirleriyle karşılanmaya çalışılıyorsa da, kısır kalınmaktadır. Devletin bu konuya daha uzun bir süre duyarsız kalacağı dikkate alınmalıdır. Bu konuda derneklerimizin yapması gereken; öncelikle yerel yönetimler olmak üzere, özel ve özerk kuruluşlarla fotoğrafik proje bazında ilişkiler geliştirmek suretiyle mali sorunları azaltabilmek olabilir.

Dernek üyelerinin; genel olarak sanat, özel olarak da fotoğraf sanatı dalındaki eğitimi önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Aşılması zorunlu bir sorundur bu. Bazı basılı yayınlarda; fotoğrafın felsefesi, tarihi, ustaları ve ekollerine ilişkin sürekli makalelere yer verilmesine karşın, eğitim misyonunu üstlenmekten uzaktır. Özellikle, Amerika'da fotoğraf eğitimi veren kolejlerin yayınlarına ulaşılması, telif ile elde edilmeleri ve eğitime sunulmaları gerekmektedir. Ülkemizin bir kaç derneği bunu gerçekleştirebilecek kapasitede olsalar bile, bu görevin (eğitim ve yayın); hızlı, doğru, çeşitli ve kapsamlı bir biçimde üniversitelerimiz tarafından yüklenilmesi işe akademik ciddiyet getirecektir. Asıl beklentimiz ise, üniversitelerimizin yayını olarak çıkartılacak özgün fotoğraf eğitimi yayınlarıdır.

Dar kalıp içinde salt fotoğraf için var olan derneklerin derdi olmamakla birlikte, geniş perspektifli derneklerimizin örgütlenme biçimleri bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nitelikteki dernekler her türlü işlerini "çalışma birimleri" (Eğitim Birimi, Sosyal İşler Birimi, Basın Birimi vs) aracılığı ile yapabilirler Böylece bir yandan yükün taşınması paylaşılırken, diğer yandan yetki dağılımı yaygınlaştırılır, deneyimlerle donanmış üye sayısı artırılır, üyelerin derneğe devamlılığına yol açılabilir.

- Sanat ortamı oluşturmak,
- Sanat etkinlikleri gerçekleştirmek,
- Eğitim vermek,
- Yayın çıkartmak,
- İletişim sağlamak,
- Gösteriler yapmak,
- Yarışma düzenlemek,
- Sergiler açmak,
- Görsel arşiv oluşturmak,
- Demokratik kitle örgütlerini desteklemek,
- Dayanışmayı sağlamak,
Gibi hiç de azımsanamayacak bir dizi etkinliği gerçekleştiren fotoğraf derneklerimiz, bizden bu kadar deyip, ileriye dönük çalışmalarını sınırlandırmıyorlar, Zira önlerindeki hedef, "FOTOĞRAF FEDERASYONU" oluşturmaktır. Bu hedefin önündeki set, "Dernekler Yasasıdır". Bu sete karşın resmi boyutta olmasa da "TÜRKİYE FOTOĞRAF DERNEKLERİ BİRLİĞİ" OLUŞTURULMUŞTUR. Federasyonun ön çalışmaları ve bazı dallardaki prensipler hayata geçirilmektedir.

Fotoğraf derneklerimizi taşıdıkları artı eksi değerleri içinde ve genel çizgileriyle irdelemeye çalıştım. Hepsi bütün olumlu ve olumsuz yönleriyle bizimdirler. Bu ülkenin koşullarının şekillendirdiği insanlarımızla özdeştirler. Yetersiz iseler kusur bizlerdedir. Yok artı değerleri ile anılıyor iseler emek verenlere teşekkür borcumuz vardır.

Ali Rıza AKALIN

Ana Sayfa