Back to Main Page

Back to Main PageSon SayıÖnceki SayılarEditörlerİletişim



Editörden

Çağrı

Sınıtanımaz Fotoğrafçılar Grubu Kuruluş Bildirgesi

Negatifadam

Bunlar Neyin Fotoğrafı Olabilir ?

İlkel Toplumda Sanat

Doğa Fotoğrafçılığı

Sahne Fotoğrafçılığı

Bir İlklik Dalgası

Mizah

Fuji Avrupa Basın Fotoğrafları Yarışması

Çıplak Portre

Balıkesir Fotoğraf Müzesi

Bilgisayar ve Fotoğraf

Protesto

AFSAD 20. Yıl

Bursa Fotoğraf Günleri

Söyleşi

Portfolyo; Süha Aray

Portfolyo; İbrahim Demirel

Portfolyo; Zehra Aksu Yılmazer

Linkler




Sayı 2

BİR İLK'LİK DALGASI
Ahmet Sabuncu

Sanat dünyasında olduğu gibi yaşamımızın her alanında bir ilk ' lik dalgası,almış başını gidiyor. Ben ilk'im ya da, ilk kez bizim dönemimizde ya da ilk kez ben, diye başlayan cümleler her seferinde bana şu soruyu sordurdu .. Emin misin? Kelime anlamına baktığımızda "Başlangıçta yer alan" veya "ilk kez" gibi karşılıklar bulabildiğimiz bu nadide sözcük fotoğraf dünyamızda olduğu gibi diğer sanat dallarında da sık sık karşımıza çıkmaya başladı .Tarihini tam hatırlamasam da geçtiğimiz yıllarda kalabalık program odasında otururken bir sanatçının geleceğini, ilk ebru nü'leri yaptığını iddia eden bu sanatçının işlerini değerlendirmemi istediler. Sonuçta sanatçımız geldi, elinde oldukça kabarık bir dosya. Sanatçı bizim yanımızda da ilk ebru nü'yü kendisinin yaptığını söyledi. Merakım gittikçe artıyordu. Ebru tekniği ile "nü" çalışmak zordu. Bırakın nü' yü figüratif herhangi bir çalışma yapmak, oluşumu kontrol etmek bile neredeyse imkansızdı. Dosyayı büyük bir sabırsızlıkla kaptım. Başlangıçta alışageldiğimiz ebrular ve evet işte nü' ler.Yapılan ebrunun üzerine fırçayla çizilmiş acemi desenler. Bakın şimdi, ilk ebru ağaç, ilk ebru araba ya da ilk ebru bir şey boşta eğer ilk olmak istiyorsanız hemen bunlardan birini seçin ya da daha özgün fikirler üretip bi koşu patent almak için Sanayi Bakanlığı'na gidin. Ama sakın ola ki bir arkadaşınıza bu olağanüstü düşüncenizi söylemeyin, endüstri casusları gibi , senaat casusları da var. Aslında sanatçıları ya da zanaatkarları ya da daha doğru bir tanımla üretenleri fazla suçlamamak gerekiyor. Yaşadığımız ülkede hep ilk' lere prim veriliyor. İlk ben yaptım, ilk ben yapıyorum, ilk ben yapmak üzereyim dediğiniz zaman ne yazık ki buna inanan çok fazla insan var.

Birey kendisini ilk kez ifade edebilecek bir yöntem bir araç bulduğunda, bunun dayanılmaz zevkinden öte ne olabilir ki. İlk insan da ifade ediyordu kendini , son insan da edecek , tabi zamanı kalırsa.

Fotoğaf dünyasının en temel sorunlarından biri belki de en önemlisi "teknik" dediğimiz teknoloji ve deneyin birleşiminden oluşan bu sözcüktür. Teknolojiye bu kadar bağımlı ve değişkenin çok olduğu bu sanat aracında eğer teknik özün önüne geçiyorsa çıkan ürün, sanat ürünü olmaktan o kadar uzaklaşmakta.

Sanat eğitiminin başlangıcında taklit vardır. Resim yapıyorsanız temel teknikleri öğrendikten sonra röprodüksiyon yapmaya başlarsınız , Van Gogh ' un, Rembrant ' ın fırçayı ve renkleri nasıl kullandığını öğrenirsiniz. Eğer bu noktadan sonra kendi söyleyeceklerinizi tuale yansıtamıyorsanız sadece iyi kopya resim yapan biri olarak kalırsınız. Resimleriniz de Kocabeyoğlu pasajında rating rekorları kırabilir . Ama siz asla ressam olamamışsınızdır. Ama sakın buna çok üzülmeyin. Dünyada kaç ressam var ki .Resimde durum böyle... Ya fotoğrafta ..Teknoloji ile bu kadar içiçelik sanat yapmanızı ne kadar kolaylaştırıyor ya da sizi sanatdan ne kadar uzaklaştırıyor ya da sanal dünyada yeni bir sanat türü mü doğuyor.

Fotoğraftaki bu değişim ve yarış fotoğrafçıları da yeni ve özgün fikirler üretmeye yöneltiyor. İlk olma yarışıyla birlikte giden bu yarış sırasında fotoğrafçılar belki de en önemli kavramı atlıyorlar . Öz..Bir ürün özden ne kadar uzaklaşırsa sanat olmaktan da o kadar uzaklaşır. Tolstoy' un 1800'lü yılların sonunda yazdıklarından sanırım hepimiz bazı dersler almak zorundayız.

"Sanat , çıkarcı bazı çevreler tarafından niteliksiz bir yarış haline dönüştürüldüğünde, sanatçılar yarışı kazanabilmek için sanattan taviz verdiler ve amaçsızca niteliksiz sanat üretmeye başladılar . Böylece , yalnızca sanatı ayaklar altına almakla kalmayıp , sanatın ve sanatçının özünü ve biçimini değiştirerek , gelecek kuşakların sanatını da yaraladılar, kirlettiler."