Bir objeyi değer yargılarımız sayesinde algılarız. Bu değer yargıları; güzel – çirkin, iyi – kötü, doğru – yanlış, faydalı – zararlı... gibi fiziksel ve kavramsal yapıya ilişkin düşüncelerimizdir. Günlük hayatımızda kullandığımız bu değer yargıları, sanatsal bir objeyi değerlendirmekte kısır kalır. Ancak, bu değer yargıları iç dünyamızı harekete geçiren bir başlangıçtır. Çünkü günlük hayatımızda sürekli karşılaştığımız gerçek nesneler, biz farkında olmadan enteresanslıklarını yitirdikleri andan itibaren iç dünyamızı ele geçirip, anlam kazanarak derinleşirler. Çoğu zaman farkedemediğimiz bu derinliği ifade etmek için, iç dünyamızda sahip olduğumuz “şey”i yeni bir biçim ve varlık halinde “dış”a yansıtırız. Günlük değer yargılarının dışında, izah edemediğimiz duygularımızı harekete geçirmek amacıyla düşünüp fotoğraflarımı kurgularım. Işığın ve renklerin farklı şekillerde kullanımıyla oluşan fotoğraflarım, derin bir iç geçirme ya da nefes kadar anlık, ama anlatım sadece tek bir değer yargısının kullanımıyla izah edilemeyecek kadar geniş.
|