Geçtiğimiz yıl olumlu gelişmelere tanık olunan Türkiye-Yunanistan ilişkilerine kültür alanında katkıda bulunmak, iki ulus arasındaki dostluğu vurgulamak amacıyla yola çıkmış Engin Özendes. Fikir, 2000 yılı Türk Tarih Vakfı yayın projesi oluşturulurken, Pamukbank Halkla İlişkiler yetkilileri ile fotoğraf tarihçisi Engin Özendes'in de yer aldığı bir tartışma ortamında gelişerek, iki kent- iki fotoğrafçı grubu temelinde Türkiye- Yunanistan dostluğuna vurgu yapan bu projeye dönüşmüş. Türkiye'den seçilen fotoğrafçılar Arif Aşçı, Ara Güler, İzzet Keribar, Sinan Koçaslan ve Cem Turgay, 7-14 Mayıs 2000 tarihleri arasında Atina'da çekimlerini yapmışlar. Yunanistan'dan seçilen Fotoğrafçılar Nikos Desyllas, Nikos Economopoulos, Statis Efstathiadis, Niki Typaldou ve Alkis X. Xanthakis ise 21-28 Mayıs 2000 tarihleri arasında İstanbul'u çekmişler. Ve proje Engin Özendes'in yayın yönetmenliğinde, 5 yunan ve 5 türk fotoğrafçının fotoğraflarından oluşan bir Pamukbank AŞ ve Türk Tarih Vakfı ortak yayını olan kitap ile sonuçlanmış: 'Merhaba Atina Here İstanbul'. KitabaYunanistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Yorgos A. Papandreu ile Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı İsmail Cem birer sunuş yazısı yazmışlar. Engin Özendes'e göre her iki ülkenin fotoğrafçıları da ulaşmak istedikleri sonucun özümlemesini yapmışlar, kendi fotoğraf yaklaşımlarıyla, kendi sanat yaklaşımlarıyla nasıl algıladılarsa öyle yansıtmışlar. Fotoğrafçılardan bazıları ilk kez görmüşler gittikleri şehri. Gezdikleri şehirde gördükleri şeyler tanıdık gelmiş çoğuna. Bazılarının ailesi daha önceden doğup yaşadıkları karşı kıyıdan göçmüşler bu kıyıya. Hatta bazıları karşılaştıkları insanların şimdi yaşadıkları sokağın yıllar önceki sakinleri olduğunu keşfetmişler. Fotoğrafçılar gezdikleri kentin insanlarından beklemedikleri kadar ilgi de görmüşler. Genelde 7 gün fotoğrafçılara çok kısa gelmiş ama, hepsi de bu projeye katılmaktan sevinç, heyecan ve gurur duymuşlar. Fotoğrafçılar bu çalışmayı Yunanlı ve Türk fotoğrafçıların ilk önemli işbirliği olarak görüyorlar. Dilekleri, iki halk arasında yakın zamanda başlayan dostluk sürecinin devam etmesi, politik uğraşlar olmaksızın. Engin Özendes, İstanbul ve Atina şehirleri üzerine kısaca tarihlerini de içeren bilgiler de hazırlamış bu albümde. Ayrıca fotoğrafın tarih ve sanattaki yerini özetlediği bölümde fotoğrafın en önemli niteliği için şunları söylüyor: "Fotoğrafın en önemli niteliği onun belge yanıdır. İster gözün gördüğünü olduğu gibi saptayan bir yaklaşımla çekilsin, ister kameranın arkasından bakarken seçen, ayıklayan ve orada fotoğrafı bitiren gerçekçi tavrı benimsesin, isterse de karanlık odada görsel yaratılarını deney yoluyla çözerek tasarım sentezine ulaşan deneysel çalışmalar yapsın. Çağının insanını, doğasını, sanatsal yaklaşımını, beğenilerini aktaran bu buluş kendi bünyesinde öncelikle belge niteliğini taşır. Fotoğraf, fotoğrafı çekenin stilini ve yaklaşımını belirli bir kompozisyon dengesi ile ortaya koyduğu bir yaratıcılıktır.Önemli olan iletilmek istenen mesajdır. Bu mesajsa fotoğrafın gücünü yansıtır. Fotoğrafçı artık çağını görsel olarak yazan bir tarihçidir." Bu proje ile ortaya koyulan hareketin aslında ne kadar nazik olduğunu Engin Özendes şöyle tarifliyor: "Bir fotoğrafçı kendi ülkesinden başka bir ülkeyi çektiği zaman, fotoğraf dünyasının insanları, eleştirmenleri, yazarları sonuçları daha dikkatle ve ilgiyle izlerler. Fotoğrafta olması gereken teknik ve estetik yaklaşımlar öncelikle gözden geçirildikten sonra, fotoğrafçının yabancı kenti veya ülkeyi nasıl algıladığına dikkatlice bakılır. Buraların asıl sahipleri olan halk ise, en inceleyen, en kuşkucu gözle bakan karar makamındadır, asla bağışlamaz. Asıl sınav buradadır." Fotoğrafçıların izlenimleri Nikos Economopoulos "Kenti ilk Kez yirmi yıl önce , fotoğraf alanında ilk adımlarımı atarken ziyaret ettim. Dillerini bilmesem de fotoğraflarını çektiğim insanlarla nasıl iletişim kuracağımı orada öğrendim. Bu iletişim aracılığıyla, iki halk arasındaki düşmanlığın bir kaçınılmazlık ya da yasa gereği olmadığını da . Ne tarihi bir gereklilik, ne de bir vatan borcu." Stathis Efstathiadis "... İlk bakışta birileri böyle bir girişimi, Yunanistan ve Türkiye yakınlaşmasının, bugünlerde moda olan her alanda ve her düzeyde gösterilen çabaları çerçevesi içinde değerlendirerek düşünebilir. Bu düşünceye katılmam haklı bir davranış olmayacağından, ben hayır, böyle değil diyorum..." Niki Typaldou "Annem Küçük Asya'nın Ayvalık kentinde doğdu. Bu nedenle küçüklüğümden beri komşularımızın tarihi ve yaşamı konusunda pek çok şey geldi kulağıma. Annem bugüne dek "Türk'e bir kahve ikram edersen yaşam boyu senin dostun olur" der." Arif Aşçı "...Meslek hayatımda kırka yakın ülkenin yüzlerce şehrini gezdim aynı heyecanla. .....Sizi cangılda dolaşan bir kaplan kadar dikkatli olmaya davet eden, kışkırtan şehirler! Atina bana bu duyguyu vermiyor. Ne kadar çaba gösterdiysem de, bizim Ege kıyılarındaki tatil şehirlerini havasından kurtulamıyorum." Ara Güler "... Aslında ben bu toprakları biliyorum. Pelopones savaşları... İşte önümde iri taşları ile Filip'in oğlu İskender'in yürüdüğü sokaklar... Bütün bu tanıdık yerleri gezerken belki şansım olur daonlardan birine rastlarım diye düşlüyorum..." Alkis Xxanthakis "...Kişiliğimin, görüş açımın, hatta ruhumun bu yöreye, karşılaşacağım bu insanlara karışmaları gerekiyor, buna inanıyorum. Ancak bu gerçekleşince fotoğrafımın söyleyecek birşeyleri olabilir,.."
Hazırlayan : Çiğdem IRKKAN |