Sanat Nedir? Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır.
Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücü"ne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir." Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel göreceli bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir.
Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır.
Kant'a göre; sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir. Güzel Sanatı ancak deha yaratabilir.
Hegel'e göre; sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Kendisine doğanın taklidinden başka amaç bulmalıdır.
Marks'a göre; yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir karakter taşır. Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur. Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar gelişebilir.
B. Croce; güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır. Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir. Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir.
Sonuç olarak Sanat, deha düzeyindeki zekanın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir.
KAYNAKÇA
Doğan, Mehmet. 100 Soruda Estetik. Gerçek Yayınevi: İstanbul: 1975.
Sena, Cemil Estetik sanat ve Güzelliğin Felsefesi. Remzi Kitabevi.lstanbl11: 1972.
Sözen, Metin; Uğur Tanyeli. sanat Kavram ve Terimler Sözlü Remzi Kitabevi İstanbul: 1986.
Timuçin, Afşar Estetik. 2. Baskı BDS Yayınları. 1993.
SANAT EĞİTİMİNDE ELEŞTİRİ
Eleştiri; varolan bir durumun, olgunun olumlu-olumsuz yönlerinin nesnel bir yaklaşımla irdelenerek değerlendirilmesi ve bunu yazıyla ya da sözle anlatılmasıdır. Eleştiri, gelişmenin birinci koşuludur. Yanlışlar eleştirilerek doğruya ulaşılır. Eleştirmek ve eleştiriyi kabul etmek, uygar insan davranışıdır, ancak, eleştirinin saygı-görgü kuralları çerçevesinde yapılması, eleştirinin de hoşgörüyle karşılanması gerekir. Bu kapsamda kendini eleştirme (özeleştiri) de oldukça önemlidir. Kendini geliştirme, kendini eleştirmeyle olasıdır.
Yapıcı, eleştirel tavır ve davranışlar eğitim yoluyla kazanılır ve geliştirilir. Eğitim sisteminin tüm ders ve etkinliklerinde yer alması gereken eleştiri, sanat derslerinde de etkili olarak kullanılmalıdır.
Sanat eğitiminde eleştiri; bir amaç doğrultusunda yapılan çalışmanın, ödevin, resmin, belirlenen amaçlara nedenli ulaştığının ortaya çıkarılmasıdır ki, bu anlamda eleştiri, eğitimi değerlendirme yöntemidir.
Sanat derslerinde estetik bir ürün oluşturma çabası vardır. Bu ürünler, çalışmanın çeşitli aşamalarında, öğrenciyi güdülemek, yol göstermek için eleştirilir ancak asıl eleştiri çalışmanın sonunda yapılır. Örneğin; resim derslerinde, tüm resimler yazı tahtasına bantlanır ölçüt belirlenir, sonra bu ölçüte göre resimler dikkatle gözlemlenir ve değerlendirilir. Herkes sırayla söz alır, hem kendisinin, hem arkadaşlarının resimleri hakkındaki düşüncelerini önce olumlu, sonra olumsuz yönleriyle saygılı ve nesnel bir anlatımla dile getirir. Sonunda öğretmen, tüm görüşleri dikkate alarak genel değerlendirme yapar.
Eğitsel eleştiri; dikkati ve gözlem gücünü, düşünme ve düşündüğünü dile getirme yeteneğini geliştirir, konunun daha iyi öğrenilmesini sağlar, bir sonraki konu için birikim ve deneyim kazandırır, öğrenciye ilerdeki yaşantısında da gerekli olacak yapıcı, eleştirel-hoşgörülü bir kişilik kazandırır.
Serap Etike
|