Bilgisayar hayatımıza o kadar çok girdiki bu gün evimizde işimizde birçok yerde karşımıza çıkan bilgisayarlar artık hayatımızı daha da kolaylaştırdı. Düne kadar hayal olan, bilim-kurgu olarak düşündüğümüz ürünler şimdi hayatımızın değişmez bir parçası.Teknoloji hayatımıza girdikce yasam biçimimiz ve düşüncelerimizde değişmekte. Aristo (Homeros) dediği "tanrıların meclisine kendi kendilerine giren Hephauestos'un üç ayakları ile Daedolus heykelleri gibi, kurulduklarında kendi işlerini görebilecek olan aletler "yada"hiçbir elin yardımı olmadan mekik dokuyacak aletlerdir", tanımlarıyla mitolojiden günümüze müjdesini vermiştir. Şimdi en basit bir dokuma makinası bile kendi kendine çalışabilmektedir.
1950'li yıllarda 30 ton ağırlığındaki ilk bilgisayar olan Eniac'dan günümüzde cebimize sığan, gelişme içindeki bilgisayar hayatımızda her alanda olduğu gibi sanat ürünlerinede yansıdı.Müzisyenler bestelerini yaptıkları gibi fotoğrafçılarda ürünlerini bilgisayar ortamlarında üretmeye başladılar.Bazı fotoğrafçılar bilgisayarın fotoğrafın içine girmesine karşı gelmekteler, kaygı duymaktalar.Fakat belkide bu bir geçiş sürecidir.Zamanla onlarda alışacaklar.Çekingenliklerine üzerlerinden atacaklar. Teknolojinin nimetlerinden en çok yararlanan bizler değilmiyiz. Auto Focus makinaları ve onların elektronik parçalarını bize sağlamış olduğu kolaylıkları kullanmıyormuyuz?
Her zaman yakındığımız fotoğrafın belirli zorluklarına ve engellerini ortadan kaldıran bilgisayar programlarının varlığı bizlere yeni güç katacak, bu sayede sınırlarımızı biraz daha genişletecektir.
Burada arkadaşlarımın anlattıkları bir anıyı aktarmak istiyorum.
Türk fotoğrafında ismini kanıtlamış, yaptıklarıyla, sergileriyle, albümüyle takdir ettiğimiz bir fotoğrafçı dostumuz, arkadaşlarımıza bilgisayar fotoğrafı hakkında epey atıp-tuttuktan sonra haydi benim sergime gidelim deyip açtığı serginin bilgisayar ortamında oluşmuş fotoğraflardan olması oldukça ilginç.
Türk fotoğrafına çok önemli hizmetleri bulunan 7 yıl ve 52 sayı gibi zorlu marotonu 1980'li yılları öncesinde koşan Yeni Fotoğraf dergisinin 1978 yılı Ocak Subat sayısındaki bir haberden alıntı yaparak nerelerden nereye geldiğimizi düşündüm.Bu haberi yayınlamak bizim için çok anlamlı.Çünkü yeni fotoğraf dergisinden 20 yıl sonra yayınlanan dergimiz sadece bilgisayar ortamında yayın yapmakta.Her halde bir gün bilgisayar ortamında dergi yayınlayacağıda pek düşünülememiştir. Zaten bilgisayarın fotoğrafa nekadar girdiğinide son Inter Kamera fuarında gözlerimizle gördük. Bütün firmaların sergiledikleri ürünlerin büyük çoğunluğu bilgisayar ortamına yönelikti.
Yeni Fotograftaki yazi aynen soyle;
FİLMSİZ FOTOĞRAF ÇEKEN MAKİNA!
Almanya muhabirimiz Murat ERTEM"in bildirdiğine göre, geçenlerde Alman-Amerikan sanayi birleşimi olan RCA firması tarafından verilen haberle ilgili muhabirimizin yazısı şöyle:
"Bugün teknik alanda, elektronik resimlendirme, problem olarak kabul edilmekle beraber, böyle bir kameranın hakikaten gerçeklenmesi için birkaç seneye daha ihtiyaç olunacağı zannedilmektedir. Şimdiye kadar detayları hakkında elde edilen bilgiye göre, RCA' nın takdim ettiği makina bugünkü fotoğraf makinalarından daha hafif olup, hareketli parçaları bulunmayacakmış. Her çekilen resim kamera kutusundaki ekrana aksettirilmekte, istenilmediği zaman tekrar silinebilmektedir.
Fotoğraf kağıdı veya dialar için çekilen resimler makinadan depo edilmekte, istenildiğinde tekrar çağrılarak özel bir alet tarafından istenilen adette kopya edilebilmektedir ve hatta Lancaster/Pennsylvania' daki Amerikan firmasını develope bölümünden söylenildiğine göre (artık ne dereceye kadar inanılır bilemeyeceğiz) makinanın içerisindeki elektronik depolama kısmında çağrılan ve mehtapsız gecelerde flaşsız olarak çekilen resimlerden bile kağıt ve dia baskılarından çok iyi sonuçlar alınıyormuş?
Fiyatı ise normal aynalı refleks makinalardan faklı olmayacakmış.
Doğrusu ilginç bir haber, bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek..."
Yeni fotograf Ocak/Şubat 1978
Sayı: 28/29
Gerçekten önümüzdeki günler daha neler gösterecek kimbilir ...