Editör

Koray Olşen

Yayın Kurulu

Atila Köksal
Aysel Altun
Ayşe Saray
Berrin Cerrahoğlu
Dora Günel
Mehmet N.Savcı
Meltem Çolak
Necla Can Güler
Nilüfer Zengin
Koray Özbaysal






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU
 
ara


    Sayı 27     DOSYA: Şiddet    Hüseyin Gün
Hüseyin Gün

MOBBİNG,  TOPLUM VE İNSAN


Mobbing kavramı Latinceden İngilizceye geçmiş olup,”mobile vulgus” sözcüklerinden türetilmiştir. Koloni şeklinde yaşayan hayvanların kendilerinden daha iri hayvanlara karşı yavrularını ve yuvalarını korumak adına,önce tek başlarına daha sonra toplu haldeki saldırılarını ifade etmek için kullanılmıştır. Mobbing terimi 1960’lı yıllarda çocukların birbirine yaptığı psikolojik şiddeti ifade etmek için kullanılmıştır. 60’lı yılların sonlarında istihdam alanında kullanılmaya başlanmıştır.

Mobbing konusunda birçok kişi yazı yazmakta ve seminer vermekte, panel konuşmaları yapmaktadır. Mobbing konusunda kitap yazanların bile kafası karışıktır. Bir işyerinde hangi  tür eylem ve işlemler mobbing olarak kabul edilmeli ya da edilmemeli noktasında yazarlar arasında derin görüş ayrılığı vardır. Biz, Mobbing ile Mücadele Derneği olarak mobbing konusunu kamuoyunun gündemine taşımakla kalmadık aynı zamanda  mobbingin tanımı noktasında da bir ölçü getirdik.

Mobbing multidisipliner bir konu olması nedeniyle, çokboyutlu bir sosyal olaydır. Dışarıdan bakıldığında basit bir olay gibi algılanır ve değerlendirilir fakat işin içine girildiğinde hiç de öyle olmadığı anlaşılır. Bir kişinin veya bir grubun planlayarak ve kurgulayarak başlattığı psikolojik saldırılar bizim ülkemizde bazen fiziksel şiddet ile bazen de cinsel taciz ile karıştırılmaktadır. Mobbing çeşitli taktikler ile yapılmaktadır. Taktik diyorum her zaman bir saldırı olmayabilir. Pasif eylemlerle de mobbing yapılıyor olabilir. Birçok çalışan işyerinde mobbinge maruz kaldığı halde mobbingi bilmiyorsa bunu tanımlayamaz. Yaşadığı olayları bir bütün olarak göremediği için olaylar arasında bağ kuramaz. Söz, yazı, çeşitli görseller  ve vücut diliyle sistematik ve uzun bir süre, mobbing saldırıları yapılabilir. Saldırganlar bir kişi olabileceği gibi birden fazla olabilir. Mesela selam vermemek, yok saymak, iş vermemek, konuşmamak, çalışanın kariyerine uygun iş vermemek, yine mağdurun rahatsız olacağı bir ses tonuyla konuşmak, mağduru küçümsediğini hissettirmek, dolaylı yoldan imalı cümlelerle mağdura söz dokundurmak, bazen mağdura karşı saldırganın kendisini aşırı derecede övmesi dahi mobbing taktiği olarak kabul edilmelidir. Mobbing konusunda yazılan yazılar, makaleler, kitaplar gerçekten kafa karışıklığına sebep olabiliyor. Mobbingin tanımı noktasında ortak bir düşünce oluşturmak şarttır. Biz dernek olarak bu konuda belirli bir düzeyde bilinç oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Mobbing yapan (zorba), mobbinge maruz kalan (mağdur) ve  mobbing saldırısını görüp ses çıkarmayan seyirciler arasında başlayan ve gelişen olaylar zaman içerisinde korkunç bir hâl almakta, hayatları söndürmekte, şiddetin olağan ve normal karşılandığı bir toplumun şekillenmesine yol açmaktadır. Ülkemizde okullarda, ailede, sosyal ortamda ve çalışma ortamında şiddet çok yaygındır. Demokratik standardımız, insan haklarına duyarlılığımız yeterli düzeyde olmadığı için kamu sektöründe ve özel sektörde psikoterör (mobbing) çok yaygın ve çok şiddetlidir. Gücü ele geçiren kişi ya da kişiler mobbing mağdurlarına din adına bile zorbalık yapabilmektedir. Avrupa ülkelerinde de mobbing vardır. Ancak Türkiye’de çalışanlara yapılan mobbing cinnet düzeyindedir. 2002 yılından itibaren mobbing konusuna şahsen ben hayatımı vakfettim. İnsan kaynakları uzmanı olarak bu konuda çalışmalar yapmayı özel görev saydım. Bu konuda duyarlılık gösteren insanları bir araya getirdim ve mücadeleye örgütlü olarak devam etmeye karar verdik. Öncelikle mobbing konusundaki karmaşayı ortadan kaldırmaya karar verdik. Bugün Türkiye’de mobbing konusu bu kadar yoğun konuşuluyorsa bu, Mobbingder sayesinde olmuştur. Mobbingder, 27.01.2011 tarihinde TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na ve İnsan Hakları Komisyonu'na mobbing konusunda raporlar sunmuş, bu raporlarda acilen bir Başbakanlık Genelgesi çıkarılmasını önermiş, söz konusu genelgenin içeriğini de raporda belirlemiş ve 19.03.2011 tarihli Resmi Gazetede bahsi geçen genelge yayımlanmıştır. TBMM Sağlık Komisyonu'nun alt komisyonu olarak kurulan “SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ KOMİSYONU”na kapsamlı raporlar sunmuştur.

Peki mobbingi nasıl tarif edeceğiz? Bir işyerinde yaşanan  her olumsuz olay mobbing midir? Bir çatışma olayında nereden sonrası mobbing sayılmalıdır?

Öncelikle şiddet türlerini saymak da fayda var. Ekonomik şiddet, psikolojik şiddet, sosyal şiddet, fiziksel şiddet ve cinsel şiddet. Biz mobbing sözcüğü ile genelde psikolojik şiddeti ifade etmek için kullanıyoruz. Psikolojik taciz (mobbing) diğer şiddet türlerinden farklıdır. Zorbayla mağdur arasında iş ilişkisi mevcut olup, yaşanan süreç bir anda bitirilemez. Mobbing; mağdura, psikolojik, sosyal, fiziksel ve sosyal yönden zarar verir. Mobbing mağdurları şayet bilinçli hareket etmezler ise yanlış üstüne yanlış yaparak olayın şiddetinin daha da artmasına yol açılabilir. Zorbalar, yapacakları psikolojik saldırıları önceden planlayarak ve kurgulayarak yaparlar. Mağdura çeşitli tuzaklar kurulur ki mağdur hata yaparak zorbanın işini kolaylaştırmış olsun. Öfkesini kontrol edemeyen mağdurlar kendilerini korumak için şiddete yönelebilirler. Bu şiddet zorbaya karşı, darp, silahlı ya da bıçaklı saldırı olabileceği gibi, mağdur kendi canına da kıyabilir. Birçok mağdur sigaraya başlamakta, içiyorsa artırmakta, alkole başlamakta, kullanıyorsa artırmakta hatta uyuşturucu kullanmaya başlamaktadır. Mobbing yapan insanlar acımasızdırlar ve mobbing yapmayı da kendileri için bir hak olarak görmektedirler. Başka insanlara karşı hayvani duygularla saldırmaktadır. Mağdurun ne kadar acı çektiği zorbaları ilgilendirmemekte, onlar yaptıklar saldırının başarı olup olmadığı ile ilgilenmektedirler. Aslında zorbalık yapan insanların tedavi görmesi gerekirken mağdurun tedavi görmesi de garip bir durumdur. İşyerlerini savaş alanına çeviren,  işyerine ve mağdura maddi ve manevi zarar veren zorbaların işine son verilmesi gerekirken mağdurun işine son verilmesi, başka yere sürülmesi, disiplin cezaları ile cezalandırılması da adil olmayan bir uygulamadır.

Mobbing bir insan hakları ihlali olup, verimliliği büyük oranda düşürür. Bu, mağdura yapılan psikolojik saldırının süresine ve yoğunluğuna göre değişmekle beraber %60 oranında verimlilik kaybına uğradığı bilinmektedir. Sadece mağdurun verimliliği azalmaz. Seyirci dediğimiz çalışanlar da başkalarına mobbing yapılan bir işyerinde huzurlu çalışamaz. Mağdura yapılanların kendisine de yapılacağı varsayımı ile hareket eder, moral ve motivasyonu çöker. Mağdurda ve seyircilerde işe ve işyerine karşı aidiyet duygusu  azalır veya tümüyle yok olur. Mağdurda ve seyircilerde etkili ve verimli çalışma süresi azalır. Yine işyerinde yaşadığı olayların etkisi ile birçok çalışanın kullandığı araç, gerecin de verimliliğinin düştüğü bilinmektedir. Mağdurun harektelerinde bir yavaşlama, iş yapma noktasında isteksizlik, dikkat dağınıklığı, işinde sürekli hata yapmasına sebep olur. Bugün ülkemizde iş kazalarının %86’sının insan hatasından kaynaklandığı bilinmektedir. Bu iş kazaları can kaybına ve mal kaybına neden olmakta trilyonlarca sermaye heba olmaktadır. Mobbing sadece mağdura, işyerine zarar vermez. Mağdurların aileleri de birinci derecede etkilenirler. Mobbing  insanın insana yapacağı en alçak saldırı türüdür. Hasbelkader bir arada bulunduğu kişi ya da kişilerin psikolojik saldırısı ile karşılaşan mağdurların çoğu ilk başta afallamakta, ne yapacağını, nasıl karşı koyacağını bilememektedir. Mağdurlar kendilerini genelde orantısız bir gücün karşısında bulmakta ve savunmasız hissetmektedirler. Ülkemizde mobbing saldırılarının %80'i üstler, patronlar tarafından yapılmakta veya bilgisi altında yapılamaktadır. Amirlerin ya da işverenlerin mobbing saldırısını bildiği halde önlememesi dahi mobbingdir. Mağdur; şikayet ettiğinde ise haksız çıkarılabilmekte, bu durumda da çift yönlü mağduriyet yaşamakta hayal kırıklığına uğramaktadır. Bazı mağdurlar astları veya eşitleri ile üstleri arasında kalarak sandviç mobbing yaşamaktadır. Astların üstlerine karşı mobbing yaptığı da bilinen bir durumdur. Amirin emir ve talimatlarına uymaz, saygınlığını ve itibarını yok ederler. Bu durumu gören bazı astlar da çoğunluktan yana tavır koyarak üste karşı oluşan cephenin bir üyesi olabilir. Eşit konumda olanların da kendi eşitlerine mobbing yaptığı bilinmektedir.

Mobbing neden yöneticilerin cezibesidir? Çünkü yöneticilik yeteneği ne denli yetersiz ise mobbingi bir yönetim aracı olarak kullanması da o denli olasıdır. Örneğin çalışanlardan, her gün fazla mesai yapılmasını istediğinde iş başında kalma süresini artırarak çok iş yapıldığını zanneden bazı yöneticiler personeli beden ve zihin yorgunluğuna sürüklediklerinin farkında değillerdir.

Mobbing konusunu yeterince bilmeyen bazı müfettişler, yapılan şikayeti incelemeye gittiklerinde, mağdura “size bağırıp çağırıldı mı, hakaret etti mi, darp etti mi” gibi mobbing taktikleri kapsamında sorular ile mobbing yapılıp yapılmadığını tespit etmeye çalışmaktadırlar. Halbuki mobbing saldırıları genelde hukuki zemin gösterilerek yapılmaktadır. Zorbaların yasal işlem yapıyormuş gibi mağdura karşı psikolojik savaş açtığını görmek mümkündür. Mesela mağdurun bir kusurunu bahane ederek hakkında disiplin soruşturması açılır. Ancak, başkalarının bırakın kusuru, kasıtlı olarak yaptığı hatalar hatta verilen işi yapmaması durumunda bile hakkında soruşturma açılmaz. Mağdur eşit olmayan, hukuka aykırı, insanlık hallerine uymayan psikolojik saldırıların muhatabı edilir.

Cinsel tacizin; farklı bir saldırı türü olduğundan bahsetmiştik. Ülkemizde işyerlerinde erkeklerden kadınlara önce cinsel talep gelmekte, kadın bunu kabul etmediğinde ise iş üzerinden mobbing yapılmaktadır. Özel sektörde yönetici böyle bir yönteme başvurmuşsa genelde mağdurun işine son verilmektedir. Yöneticilik nüfuzunu kötüye kullanan zorba yöneticiler çeşitli gerekçe ve bahanelerle mağduru işyerinden kovdurabilmektedir.

Mobbing mağdurları ne yapmalı? Öncelikle cesur olmalı, mobbing saldırılarına karşı koyacağım derken hata yapmamalı, şiddete yönelmemeli, kendisine yapılanlara karşı delil toplamalıdır. Bu deliller neler olabilir? Konuşma iki kişi arasında geçiyorsa mutlaka ses kaydı, mümkünse görüntü kaydı da yapılmalıdır. Saldırı mekânı (oturulamaz bir ofis vb,) araç gereç ile ilgiliyse fotoğrafı çekilmeli, elektronik postalar kaydedilmeli, zorba şikayet edilmeli, tanıklar varsa birlikte tutanak tutulmalıdır. Yine saldırı iki kişi arasında konuşma yoluyla yapılmış ise bu konuşma elektronik posta olarak zorbanın kendisine gönderilmeli ve bunları neden yaptığı sorulmalıdır. Mobbing sorunu palyatif çözümlerle durdurulamaz. Ülkemizde halen bir Başbakanlık genelgesi bir de Borçlar Kanunun 417. maddesi mobbingi düzenlemektedir. Yine AB sosyal şartının 26. maddesinde de mobbing konusunda düzenlemeler mevcuttur. Bilindiği üzere AB sosyal şartı Anayasa’nın 90. maddesi gereğince iç hukukun üstündedir.

Devlet Personel Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ile kamunun tümünü ilgilendiren “Kamuda Verimlilik ve Psikososyal Etkenler” konulu bir proje başlatılmıştır. Bu projenin bir ayağı mobbing konusundaki farkındalığı artırma faaliyetleri olacaktır. Buradan şunu görmek mümkündür artık kamuda mobbing konusunda bir bilinçlenme dönemi başlamış demektir.

Mobbing sorunu hem bireysel hem de toplumsaldır. Ülkemizin mobbing nedeniyle ekonomik kaybı küçümsenemez. Bir mağdurun ekonomik yönden çökmesine neden olur. İşgücü kayıpları, çalışma hayatına bir daha giremeyen sindirilmiş mağdurlar, psikolojik ve fiziksel hastalıklardan kaynaklı masraflar, emek kaybı, dava masrafları, kaybedilen zamanlar vs.

Biz Mobbingder olarak mobbing olmadığı bir dünya diliyoruz. İnsanlar işyerine savaşmaya değil, çalışmaya gider. Ancak zorbalar savaşmayı seçiyorlar.

Hüseyin GÜN
Mobbingder Genel Başkanı




Ziyaretçi Sayısı:1000564
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram