Yapay zekâ ile hayatımızda her şeyin daha iyiye gideceği bir dönem başlamıyor, -hele fotoğraf açısından- akılların daha da karışacağı, kısır tartışmaların bolca olacağı vakitler ufukta görünüyor. Elbette herkesin kısmen veya yoğunlukla kullanacağı, faydaları ve zararları ile konuşulacak bir teknoloji yapay zekâ. Başka açıdan bakalım iletişim teknolojilerine, araçlara, medyaya.
Artık grenlerin lezzetini unutmuşken, günümüzde çekilen fotoğrafların altında yatan teknolojinin, bakış açısının vs. içeriğin önemi bitti-bitiyor. O kadar fazlalar ki…
Sonsuz şekerin doyma noktasında acılaşması gibi, sonsuz görsellerin – ki içeriği sanat olsa da- bu kadar fazlası ve dolayısıyla ucuzu, artık hiç ve anlamsız olmaya yakın. O hiç denen şeyin de çok önemli olduğu bir alan var, onu açmaya çalışacağız.
İstenilen hareketleri yapması planlanan bir topluma, bağlantısallık, iletişim ve etkileşimin çoğulcu gücü kullanılarak müdahalelerde bulunulabilir. Diyelim bu yönlendirilecek toplum sığırcık sürüleri olsaydı, salınımlarını izlediğimiz dans benzeri hareketleri yapmalarını sağlayan etkiler, rüzgârın yönü, şiddeti, iklim şartlarının müsaitliği ışık vs. olacaktı. İşte bu etmenlerin planlanmasıyla bir sürüye istenilen hareketler yaptırılabilir. İletişim teknolojik araçlarla sağlanır. Hiçbir aracın olmadığı yerde bile araçlı iletişimin etkisi sürmektedir. Bu metaforda iletişim araçları-iletişim alanı- sürüyü bir yerden bir yere getiren, tüm hareketleri tetikleyen, istenirse uçmasını, istenirse konmasını sağlayan, hava akımının yönünü ve kuvvetini, iklim şartlarını, tüm uyarımları belirleyen, yeni uyarım uçları açan… kısaca ortam kuran planlayıcıların etmenlerine karşılık gelmektedir. Çoğulcu bağlantı içinde olan bizler ne yaparsak yapalım, yer çekimli yaşamda şehir içinde gerçekçi veya sanal ortamlarda azıyla çoğuyla istenilen o hareketin-hareketlerin içindeyiz. Bunlar aynı ürünü tüketmek, aynı tüketim tarzını benimsemek olabilir, büyük toplantılar, sokağa çıkışlar olabilir, benzer şeyleri düşünmek, benzer cihazları kullanmak olabilir…İnsanlığı bir araya getiren ve topluca yönlendiren tüm erekler, yaşamı besleyen ortak anlamlar, iletişim araçlarının mümkün kıldığı enformasyon ağının ürünü olan kültür biçiminin içinde verilmektedir.
(Marshall Mc Luhan’ ın (1911-1980) yaşadığı devrin iletişim araçlarına bakarak söylediği “Araç Mesajdır” sözü, kullanıcıyı ve aracı, içeriğin ta kendisi olarak anlamamızı kolaylaştırır. İletişim araçları dünyasında içerik, mesaj, öncelikle kullanıcının ve aracın kendisidir, orada olmaktır/ kullanmaktır kısaca. Neticesinde Mc Luhan teknolojileri, yalnızca insanlığın kullandığı araçlar değil, insanları yeniden icat eden araçlar olarak görmemizi sağlar. Bunu, fotoğrafı da içine alan tüm iletişim araçları için söyleyebiliriz.)
Bireysel çalışmalar, kaçışlar, susuşlar hiç bitmeyecek; sürü/ toplum nereye giderse gitsin sürüdeki her kuş özgür değil mi?
Bize düşen faydalarla teknolojik olanakları sonuna kadar kullanmayı sürdürmek isteyeceğiz elbette. Kimimiz bütünüyle teslim olurken yapay zekâ vs. gibi araçlara, kimimiz analog yollarla bile fotoğraf üretebilecek. Hatta ara yollar da çokça mevcut…
Hiç kimse iletişim araçlarının- yapay zekanın yarattığı rüzgâr, akıntı vs. ve manipülasyonlardan muaf değil. İşte bu noktada dünyada bugüne kadar olmadığı şekliyle olan içerik üretiminin aşırılığından söz ediyoruz. Fotoğraf, video, tipografi ve grafiğin olanak verdiği slogansı kolay üretimlerden…
Mesele fotoğrafın/ videonun, tüm görsellerin, iyi, faydalı, işe yarar olmalarındaki nitelik değerlerini, çok üretilmeleri nedeniyle zayıflayarak kaybetmesi değil sadece. Çünkü ürün, ne olursa olsun (herhangi bir görsel, haber, yayın vs) iletişim teknolojileri içinde kopyalandıktan sonra çoğalarak bitmeye, nicelik aleminde yok olmaya yüz tutuyor doğası gereği. Hele ürünün kendisi bir kopyaysa…Hepimizin tüm iletileri, paylaştığımız görseller, izleme hareketlerimiz, (siyaset, sanat, haber, özel vs. her şey) yapay zekanın beslendiği enformasyon ağında öncelikli olarak bir “iletken malzeme” olarak görev yapıyor. İşlevi bitse de başka bir bilgi kaynağının uzvu haline gelerek, bağlantısallıkla, etkileşimle hâkim devinimin gelişerek büyümesini ve hiç durmamasını sağlıyor.
Fotoğraf sanatı ne yazık ki büyük resmin küçük bir bölümünü fotoğraflayabiliyor. Fotoğraf dijital olduğundan beri kendini ve bizleri geri dönülmez başka bir yolda karşılar oldu. Kimya değişti dijitale döndü. Kimyanın sağladığı mümkünlüklerle dijitalinkiler arasında uçurumlar var. Kimya içerikli analog fotoğraf sade bir sunum imkânı verirken dijitalin olanakları içinde dünyayı, ideolojileri, yaşam ve görme biçimlerini, kısaca fotoğrafın tüm psikolojisini değiştiren unsurlar yaşıyor. En önemlisi internet var. Biz sığ sularda her gün fotoğraflar dijital mi, analog mu olmalı diye tartışırken – ki o tartışmalar bitti- fotoğraflardaki yapay zekâ olanaklarını irdeler hale gelmemiz manidar değil mi? Dijital fotoğrafın/ dijital sistemin, analoğu yutacak bir geçiş elemanı olduğunu iletişim araçlarının dilini çözenler biliyordu. İlk süreci bitmiş, tamamlanmış geçişin bu günkü öznesi ise internet-yapay zekâ aşaması; elbette bu da bizi kendinden sonra gelecek olan teknolojiye hazırlayacak. Fotoğraf makinesinin en başından beri bir iletişim aracı olarak kurgulandığını unutmak, çağı ve ortalıkta ne olup bittiğini/ nereye doğru gittiğimizi anlamayı örten bir perde haline gelebilir.
Belli ki fotoğraf sanatı nicelik olarak milyarları kapsar bir şekilde popüler olsa da anladığımız ölçüdeki nitelikli fotoğraf-fotoğrafçı sayısı ister istemez seçkinleşerek azalacak. Sadece “meraklısına” diyebileceğimiz alanlarda gezinecek. Bu alanın da az bilinir olması nedeniyle tartışılır bir yanı olmasa gerek.
Genel olarak İletişim, enformasyon ağındaki kodlu bilgilerin kendini kopyalayarak, çoğaltarak yayılma sürecini tanımlıyor. İnsansa bunun sağlayıcısı, başka bir açıdan araçların eli kolu… Fotoğrafı-akan görüntüleri/ video, sinemayı da içine alan inovasyonlarla tuhaf denizlere açılan tüm iletişim araçlarından ve üretilen içeriklerden söz ediyoruz. İşte bu dünya içinde ürettiğimiz, bizim için milyarlarcası “hiç” olan şey, enformasyon ağı, yapay zekâ/ internet için her şey.
Geçtiğimiz yıllarda sorgusuz sualsiz internetteki tüm yayın ve arama geçmişimizle yapay zekaya bağlandığımız, kitlesel depolama malzemesi olarak satıldığımız doğrudur. Tüm dünyayı saran iletişim, enformasyon ağının, internet eliyle yapay zekanın “kanı-canı” olduğu da keza bilinen bir gerçek. Kendisininse henüz dört yaşlarında olduğu iddia edilmektedir.
Tüm arama geçmişimiz elinde ve ağlarda daha bir sürü hareket yapacağız… Şah damarımız kadar yakın ve bizden daha karanlık.
Ömer Orhun
2025 Suadiye

|