Bir Dünya şehri olan İstanbul , bir birinden eşsiz güzellikleri içinde barındırır. Tarihi mirası yanında coğrafi konumundan kaynaklı güzellikleri saymakla bitmez
Martı hiçbir şehre yakışmadığı kadar İstanbul’a yakışmaktadır kanımca. Adeta şehri tamamlayan ve O’na ayrı ve anlatılmaz bir anlam katan bir imgedir martı. Vapurların ya da balıkçı teknelerinin peşine takılan ve çığırtkanca şarkılar söyleyerek ,Beşiktaş’tan Kadıköy’e kadar vapurları izleyen ve yolcuların attığı simitleri havada kapan martıların imgesi her zaman için çok güçlüdür ve etkileyicidir.
Vapursuz bir İstanbul ne kadar sıkıcı ise martıların süslediği ve şarkılar söylediği bir İstanbul o kadar anlamsız ve sıkıcı olurdu sanırım. Yine aynı şekilde parkları caddeleri süsleyen ve tarihten kopup gelmişçesine, rengarenk laleler de olmazsa İstanbul renksiz olacaktır diye düşünüyorum.
Ara Güler’in İstanbul’un dan günümüze çok şeyler değişmiş olsa da; şehrin yaşayan ve değişmeyen simgeleri halen mevcuttur. Bu simgelerden seçtiğim ve İstanbul’un yaşayan simgelerinden olan Lale, Vapur ve Martı’yı, İstanbul Üçlemesi başlığı altında ayrı ayrı birer kitap çalışması olarak, panoramik fotoğraf tekniği ile ele aldım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Fotoğraf Ana Sanat Dalı Yüksek Lisan eğitimim sırasında tanıştığım panoramik fotoğraf tekniği bu serinin de hareket noktasını oluşturdu. Panoramik fotoğraf tekniği süreç içinde daha pek çok çalışmam için de ilham kaynağı oldu diyebilirim. Kurgusal çalışmalarımda da bu tekniğin izleri mevcuttur. Tekniği öğrenmemde ve geliştirmemde Prof. Çetin Ergand’ın payı büyüktür.
Panoramik fotoğraf tekniği ile hareketli konuların çekimini yapmak kendi içinde bir çok zorluklar içermektedir. Tüm bu teknik zorlukları aşarak İstanbul genel panoraması içinde martıları fotoğraflamak 3-4 yıllık bir süreci kapsadı. Genel olarak 180 ila 220 derecelik bir açı kullandım ve çok yüksek çözünürlükte fotoğraflar elde ettim.
Kâzım ŞAHBUDAK 2025
|