| 
 FOTO TEMEL ÖĞRETİYOR''Uşak Fotoğraflari''
 ''Uşak fotoğraflarınun çekimi, tecrübeli fotoğrafçi işidur. Fotoğrafçi,           optik ve kimya alanlarinun haricinde uşak pedagojisi alaninda da kendini           iyice yetiştrmeden çekim yapmamalidur. Uşaklara yaklaşmak her vakit riskli           ve tehlikeli olmiştur. Pen 22 yaşlarindayken bi gün Trabzon'un Faroz semtinde           deniz kenarina indum. Kumda oynayan uşaklarun fotoğrafıni çekeceğum. Bi           kayanun az gerisinde siperlenup deklanşöre basacak idum ki, bana en yakun           uşacuk beni farketmesiylan bi avuç kumi gözüme fırlatmasi bir oldi. Gözüme           mi, makinama mi bakacağumi şaşirdum. Gözlerimi açamayrum ki.. O esnada           birilerinin ensemden aşağı suli çamur döktüğuni hissettum. Bu arada tayin           ede mediğum yönlerden ''sünnetçii, sünnetçiii'' diye uşak cirlamalari           gelurken başuma taş sağnaği da inmeye başlamasun mi...
 Kendumi kaybetmişum. Gözümi açtuğumda etrafumda bi kalabalik gördum. Boynumdaki           makinamun kapaği açılmiş, içine ufacuk çakıl taşlari doldurulmuş idi.           çantam hepten boşalmişti. Öbür makinalarımi kumda açılmiş iki mezarcukta           buldum. Kayıp 8 filtremden de yalnız birini üç ay sonra, şehrin öteki           ucunda bi uşacuk güneşi seyrederken ele geçirdum. Neredeyse fotoğrafçıluğu           bırakiydum. Uşak fotoğrafi çekmek isteyenlere, özellukle yeni başlayanlara           nasihatum şöyledur:
 1- Kumlan, topraklan, suylan oynayan uşağun yanindan bile geçmeyeceksun.
 2- Uşaklarun yanina çantaylan yaklaşmayacaksun. Seni iğneci veyahut sünnetçi           sanabilurlar. Bu dururnda kenduni derhal siperluk bi yere at.
 3- Kalabaluk uşak gurubi içinde bi tanesini çekiysan, bi gözün vizörde,           bi gözün çantanda, öbür gözun da uşağun arkadaşlarinda olsun.
 4- 500'lukten daha kısa objektiflan çalişma.
 5- Yerde kafani yaracak irilikte taşlar var ise orda fotoğraf çekme.
 6- Hiç bi uşağa arkani dönme.
 7- Parlayan bişeni açikta birakrna.
 8- Çekim sirasında kaynakçi gözluğu takmak güven verur. Lakin, uşaklari           hiç çekmemek daha güvenlidur .
 FOTOĞ RAFÇI KOCALARI İÇİN EŞLERİ NE DEDİLER?
 Bayan Nur KOÇ
 Eşim fotoğraf çekmeye yeni yeni başladığı için bana özenir ve çoğu kez           de benim çektiğim fotoğrafları sahiplenir. Hatla son yarışmaya, benim           haberim olmadan filmlerimden bazılarını bastırarak katılmış ve ödül de           almış.
 İşte bu bardağı taşıran son damla oldu. Artık filmlerimizi ayırdık. Daha           sonra 0, makinalarını ve filmlerini alarak misafir odasına yerleşti. Orada           yatıp kalkıyor. Artık bana fotoğraflarını bile göstermiyor. Sen misin           öyle yapan..! Dün öğleyin, o evde yokken odasına girdim ve filmlerinin           üzerinde toplu iğne ile gezindim. Hiçbir şeyden haberi yok. Lütfen siz           de yazmayın..
 fotomüzikalEİNE KLEİNE FOTOTANGO
 (Allegro Moderato 20 DIN -80 ASA)
 Papatya gibisin beyaz ve ince
 Davrandım makinama seni görünce
 Portren filmlerimi yakıyor neden
 Bak usandım abine dövülmekten
 Kameramla sana bir poz çekebilseydim eğer
 Bu fotoğraf inan bir çok yarışmalara girer
 Düşün bir de bütün ödülleri kapabilirsek
 Atarız meyhanede iki tek
 *
 KÖROĞLU DESTANI
 (50. yaşım kutlayan M. Bayhan'a)
 Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
 Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
 Otofokus çıktı mertlik bozuldu
 Eski lensler kında paslanmalıdır.
 *
 BİR DOĞU ANADOLU TÜRKÜSÜ
 Karadır kaşların ferman yazdırır
 Birikmiş aidat sayman azdırır
 ihmalkar üyeler candan bezdirir
 Cömert üyem nerde, çağırın gelsin
 GÖNÜL FOTOSU51 yaşında. hiç evlenmemiş bir genç kızım. Yıllardır fotoğrafçılıkla uğraşır,           yarışmalara katılırım. Artık canıma tak dedi. Karanlık odamı aydınlığa           çevirecek bir beyle hemen evlenmek istiyorum. Doğa fotoğrafçıları tercihimdir.
 Rumuz: Son Poz
 ÜYELERİMİZDEN HABERLER-- ŞENOL ÇAPKINOĞLU BİR GRUP
 GENÇ KIZI RAHATSIZ ETTİ
 Jeolog üyemiz Şenol Çapkınoğlu'nun (34), Maçka ilçesi yakınlarındaki bir           köyde, fosil çıkarmak için bir kayayı kırarken, yakın evlerden birinin           önünde güneşlenen bir grup genç kızı çekiç sesinden rahatsız etmiştir.           Evde hasta olduğunu söyleyen genç kızlar, mümkünse daha az gürültü yapmasını           isteyince de Çapkınoğlu, ''zaten işim bitmişti'' diyerek fosilleriyle           birlikte oradan uzaklaşmıştır.
 ERSEGÜN BERKÜN'ÜN ZOOM'U ZUMUR ZUMUR OLDU.Üyemiz Ersegün Berkün'ün 28 -70 Canon zoom objektifi, çantasından Çıkarırken           yere düşmek suretiyle önemli ölçüde arızalanmıştır. Üyemiz yaptığı açıklamada,           ''daha önce Bülmeten'de yayımlanan Foto Bedduaya ben uğradım. Gerçekten           da zoom'um zumur zumur oldu 300. 000 TL tamir parası gerekiyor'' demiştir.
 FOTOCRAF TARİHİMİZDEMBülmeten, fotoğraf tarihimizde bu güne dek bilinmeyen bir çok olayı ve           tarihin satır aralarında unutulmuş kişileri tek tek gün ışığına çıkarmayı           başarmış bulunuyor. Bu yazı dizimizde yayımlanacak olan olaylar ve fotoğrafçılar           , Engin Özendes'in arayıp da bulamadığı, Seyit Ali Ak'ın bir türlü ele           geçiremediği belgelerdir. Bülmeten'in herkesi atlatarak yayımlamaya başladığı           bu dizi, evrensel fotoğrafçılığa olan görev ve sorumluluğunun küçük bir           örneğidir. Ve unutulmamalıdır ki, yayımladıklarımız yayımlayacaklarımızın           teminatıdır.
 
 -l-
 SERASKER HİPO SADULLAH AĞA111. Mahmut zamanında saray fotoğrafçılığı yapmıştır. Babası da aynı dönemde           saray kimyahanesinde baş kondoktör idi. Sadullah Ağa'nın, bu kimyahanede           fotoğraf kimyasını öğrendiği ve ilk banyolarını yaptığı rivayet edilir.           Bugünkü Revan köşkünün yerinde bir stüdyo ve karanlık odadan oluşan külliyesinde           saray suretçibaşısı (baş fotoğrafçı) olarak icrai sanat etmekteydi. Hipo           Sadullah Ağa, padişahın zevcelerinden Neşvünema hanımı fotomodel olarak           sık sık stüdyoya çağırıp fotoğraflarını çekiyordu. Bunlar arasında ferracesi           hafif açılmış, ayak topukları hafiften görülen, o döneme göre nü sayılabilecek           görüntüleri eline geçiren padişah çok kızmış, derhal Sadullah Ağa'yı azlederek           stüdyosunu da yıktırmıştır. Sadullah Ağa daha sonra Şam'da sürgündeyken           sırlarını ve negatiflerini gizlice buluştuğu Nadar'a aktardığı rivayet           edilmektedir. Ağa, Şam'da ölmüştür. Mezarı da oradadır.
 |