Editör

Bülent Irkkan

Yayın Kurulu

Tülin Ağca
Leyla Benli
D. Esra Ertürk
Elif İnan
Nejat Kutup
Fulya Köse
E.Kemal Mert
Doğanay Sevindik
Tacettin Teymur
Aylin Yılmazbayhan






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU
 
ara


    Sayı 15    Sergi Salonu    Pervane
Pervane Kamil Fırat

Alevler birbirlerinin üzerine basarcasına yükselir, sanki gökyüzünde bir yerlere ulaşmak, bir şeyler kapmak istercesine uzanır da uzanır... ''Pervane Böceği'', ateşin çevresinde döner, döner, döner. ..Alevlerle oyun oynuyor gibi, döne döne bir alçalır, bir yükselir; birden, bedenini yakalamaya, sarmaya çalışan ateşin içine kendini atar. ..Tüm sessizliğiyle bir hüzün çöker ateşin aydınlığına, ve hüznün ''maske''si yoktur...

Bir gün birbirine benzeyen gri kapıların önünden biri kendine doğru çeker seni. ..
Alnaçında evet, biz hala buradayız'' diye yazıyor sanki... İçeride bir sessiz sessizlikle karşılaşırsın, içini saran, içine alan bir garip sessizlik... Gri ve siyahtan başka bir renk yoktur bu sessiz mekanda... Her şey tekdüzedir sanki, sessizlik, duvarların gri siyah rengi, duvarlara asılmış pervaneler...

Evet, duvarlarda yüzlerce irili ufaklı griye dönmüş pervane, ve mekanda sessiz seslerin havada kalmış tınıları...

Mekanın insanları da bu sessizliğin bir parçası gibiler, yaptıkları işten çıkan seslerin ritmi onları da sarmıştır... İş tekdüzedir ama insanlar mekanik değildir... İşin geleneğiyle,insanın ermişliği arasında bir yerdedir, bu İnsanlar Mekan ve insanın sessizliğinin arkasında, ateş İle İnsanın, o büyük uygarlık sürecinin özeti vardır...

Evet Ateş ile İnsanın binlerce yıldır süren ve insanoğlunun gelişmişliğinin temel taşı sayılabilecek bir mücadelenin özetini izler bu küçük gri mekanda insan… İnsanoğlu ateşle ilk karşılaştığında, uygarlaşma sürecinde önemli bir köşe taşını ele geçirdiğinin farkında mıydı bilinmez, ancak bugün "ateş" uygarlık sürecinin olmazsa olmazıdır.

Gri, demir kapıdan içeri girildiğinde, yerde, kumda oynayan insanlarla karşılaşıldığında çocuklukla bugün arasında bir film şeridi akar. Kim çocukluğunda deniz kıyısına indiğinde kumdan şatolar yapmadı ki. Saatler süren uğraşılar, çabalar. Ve bir dalga... Yapılan şato yıkılır, darmadağın olur... ''Kumdan Şato'' dalgalar için yapılmıştır zaten...

Dökümhanede, kumda* kalıp hazırlayan insanlar, hazırladıkları kalıbın birazdan bir dalga tarafından yok edilmeyeceğini bilerek şekillendirirler onu... Büyük bir sessizlik içinde, inanılmaz bir çabuklukta hazırlanır kalıplar. Bu arada duvarlardaki pervanelerin ne işe yaradığı da anlaşılır. Kalıbın orijinalidir onlar ve neredeyse her seferinde -tekne boyutuna ve motor gücüne göre- boyut ve eğimler değişime uğratılır. Bu yüzden "pervane" ustaları gerekten "usta" olmak zorundadırlar..

*Dökümcülerin genellikle kum olarak tanımladıkları malzemeye "maça" denir ve kömür tozu, silis ve betonite karışımından oluşur.

Kalıplar hazırlanmış ve kurutulmuştur... Çaylar içilir.
Ve dökümün ''kreşendo" zamanı gelmiştir. Ocakta yüzlerce derecede eritilen metal, kalıplara dökülecektir. ''Mal'' potaya alınır. Herkes suskundur, sanki sessizlik bozulursa işin büyüsü, tılsımı ortadan kalkacakmış endişesiyle ..Potadan yayılan ışık ve sıcaklık herkesi sarar, terler boşalır. Telaşsız bir koşuşturma ile ergimiş metal kalıplara boşaltılır. .. Dökümün kreşendo'su da sessizdir...

Döküm biter, sessiz bir bekleyiş vardır artık mekanın içinde. Acaba bir problem var mı beklentisi, sessizliği bir kat daha arttırır. Ve kalıplar açılmaya, kum dağıtılmaya başlar. İlk parça ışımaya, dağıtılan kumun içinde parlaklığı ile ortaya çıkmaya başladığında, metalin ışığı yüzlere yayılır. Simsiyah kumun içinde pırıl pırıl pervaneler yatıyor yerde.
Bir anda kendini ateşe atan ''Pervane Böceği'' akla geliyor... Anlıyorsunuz ki; "Pervane Böceği"nin kendini ateşe atması ve tıpkı küllerinden doğan "Phoenix'' gibi, ateşle birlikte dökümhanenin zemininde yeniden doğması hiç de şaşırtıcı değil.

   
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 



Ziyaretçi Sayısı:1000601
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram