Ben, sevgi ile varım. Yaşamın, sevgiyi aramak ve hissetmek için bize sunulduğuna inanıyorum.
Sevince dünya daha güzel, daha yaşanası ve daha heyecanlı… İnsanı, hayvanı, denizi, çiçeği, böceği sevmek… Benim için kedi sevgisi işte böyle bir şey… Yaşam sevgisini anlatmak için bir araç… Bütün çocukluğum kedilerle geçti. Her zaman evimizde birkaç kedi olurdu. Onların sevgisiyle, hırçınlıklarıyla ve oyunlarıyla büyüdüm. Bence kediler çok özel yaratıklar. Hepsinin ayrı kişilikleri var ve kendi başlarına buyruklar. Hiç bir hayvanda böyle kişilik yoktur. Sizi severler ve kendilerini de sevdirirler. Tek bir farkla; canları isterse… Onları hiç zorlamaya gelmez. Öyle veya böyle istediklerini yaparlar. Bence kesinlikle kedilerde kadın ruhu gizli. Ne zaman tırnaklarını gösterecekleri belli olmaz. Onun suyuna gitmeli ve istediklerini yapmalısınız. Kediseverler bunu çok iyi bilir. Kedilerin dünyaya bizlere huzur. sevgi, mutluluk vermek için geldiklerine inanıyorum. En son kedim (ÇOTİK) öldükten sonra artık kedi almamaya karar verdim. Ölümlerinin acısına artık dayanamıyordum. Ben de resimlerini yaparak kendimi mutlu etmeye başladım. Her birinin ayrı bir anısı var. Her resmi yaparken onlarla konuşur, onlarla yaşarım. Yıllarca kedilerimi resmederek sanat hayatıma devam ettim.
Ama bir an geldi, başka bir tutkum öne çıktı. Çocukluğumdan beri denize de büyük ilgi duyardım. Burcum gereği de su insanıyım. Dalmaya başlayınca bütün dünyam değişti. Derin mavinin içindeki yaşamın çeşitliliği, gizemleri, göz kamaştırıcı renk cümbüşü olan o mavi dünya beni sarıp sarmaladı. Yaşama sevincim arttı. Artık sadece dalacağım günleri saymaya başladım. Dalınca yaşamaya başladığımı hissediyorum. Zaten kendini bu muhteşem mavinin büyüsüne kaptırınca, bir ömür iflah olmazsın. Bu kaptırma öyle bir aşka dönüşür ki, bir daha bu muhteşem maviden kopamazsın. Bundan sonra da kalan bütün ömrünü benim gibi bu derin maviye adarsın. İlk yurtdışı dalışım Maldivlerdeydi. Suyun altına girdiğimde o güzellikleri görünce ağlamaya başladım. Maskemdeki gözyaşlarımı gören arkadaşlarım telaşa kapıldı. Ancak tekneye çıkınca sakinleşip nedenini anlatınca onlar da hak verdi. O canlılık, o renkler, şimdiye kadar sadece fotoğraflarını gördüğüm canlılar hepsi karşımdaydı. Zaten ondan sonra bütün dünyada (Endonezya'nın çeşitli adaları, Malezya, Küba, Vietnam, Mikronezya, Mısır...) dalmaya başladım. Her biri ayrı heyecan, ayrı mutluluk oldu. Hala o heyecanla yaşıyorum. Dalmazsam yaşayamam zannediyorum. Sağlığım el verdiği sürece de dalmaya devam edeceğim. (İki kere bel fıtığı ameliyatı geçirdiğim halde, bütün cesaretimle, bütün özverimle dalıyorum.)
Sonuçta, bu iki tutkumu, kedi ve su altını kendi kurguladığım bir dünyada buluşturup tuvallerime dökmeye karar verdim. Su altında fotoğraf çekerken hep kedilerimi nereye koyabileceğimi düşünerek deklanşöre bastım. Kedilerimin bazıları denize uyum sağladı, bazıları evrim geçirdi. Sonuçta benim sanat hayatımı canlandırdılar. Her yaptığım resim, bir sonrakinin habercisi oldu. Bundan sonra da kedi ve deniz tuvallerimde yer alacak. Dilerim bu tutkum hiç bitmez. Çünkü daha yaratılacak anlatılacak çok güzellikler var.
|