
SEBASTİAN COPELAND’IN KUTUPLARI
Selahattin Nemlioğlu- Reyhan Bilir Mayıs - 2022
Yaşadığımız Dünyayı sevmek! Aslında sevgi sözcüğü önemli bir kavramın göstereni. Erich Fromm sevgiden söz ederken sevginin ne olmadığını da söyler. Sandığımız ilk sıcak duygu, ihtiyaçtan doğan yakınlaşma, geçici bir esinti olan anlık etkilenme ile sevgiyi ayırır. Sevgi bir süreçte gelişen, bir kas gibi zamanla geliştirilen bilinçli bir duygudur. Dünyamız garip garip sevgilerle dolu, geçici, çıkara odaklı, ben merkezli bir kullanım alanı olarak sevgiler… sevgi akılla ilişkinin kesildiği insanın anlığında varlığını yitiriyor. Okyanusları, denizleri, buzulları, ovaları, dağları, ormanları, şelaleleri, habitatları, insanı şaşkınlığa düşüren çeşitlilikte canlılarıyla hazır bir sahnedeyiz. Evet bizler, içinde doğduğumuz bu zenginliği sorumsuzca kullanabileceğimiz bir sahne gibi gören baş sanatçı edasıyla, büyük büyük saygısızlıklarla, pervasızca davranıyoruz. Sanki tüm sahne, seyirciler, her şey ona adanmış gibi sorumsuzca davranan bir başrol starı. Saçlarımız daha gür çıksın diye boynuzlarını söküp aldığımız gergedanlar, zenginliğimizi göstermek için dişlerini söktüğümüz filler, gücümüzü göstermek için avladığımız hayvanlar… Başrol yıldızı diğer yaşamları düşünmez. Şımarıktır. İliklerine kadar gururla ve bencillikle doludur. Sadece ister, bedeli ne olursa olsun, bu onun doğuştan hakkı gibidir, sadece ister. İçinde yaşadığı çevreyi ve koşulları yok edene kadar istemeye devam edecek gibi.
Sahnede gözlerimizi açtığımızda, oyuncuların replikleri, yazılmış senaryonun yönlendirmesiyle rolümüzü oynamaya başlıyoruz. Sahnede yaratılan bu gerçeklik, bu kurgusal sistem, sahneyi istediği gibi kullanabileceğini düşünüyor. Doğadaki dengeler bozulursa oyun biter. Nitekim bozulmaya başladı, bugünlerde Antroposen dediğimiz şey bu, sahne tehlikede. Tüketimin boyutu değişince tüm dengeler de değişti ve sahne bu nedenle tehlikede. Ancak başrolde yer alan starlar, bu değişimi görmek ve önlemek yerine yeni kurgularla sahneye yapay umutlar katmayı sürdürüyorlar. Sahneyi boş ver, oyun sürsün. Yakın gelecekte bir sabah bir Hitchcock filminde, bir şişe suyun mücevher olduğu, soluduğumuz havanın ölümcül olduğu bir dünyaya uyanabiliriz…olaylar böyle gelişiyor, sahne yoksa oyun da yok. Copeland’ın kutup fotoğrafları yaşamımızı sürdürebileceğimiz koşulları sağlayan önemli bir denge unsuru olarak tanımlanan buzulların erimesiyle ilgili düşünmemizi öneriyor. Aslında çevreci ve aktivist tavrıyla insanı ile Dünya’yı barıştırmaya çalışıyor. Bizleri senaryoyu yeniden düşünmeye yönlendiriyor. Sevgiyi öğrenmeye ve sahneyi gerçekten sevmeye zorunluyuz. Sahne yoksa, biz de yokuz. Sanatçı Antarktika’ya iki kez gitti. İlk gidişinden sonra, 2007 yılında “Antarctica: A Global Warming” isimli çalışmasını yaptı. İkinci gidişi sonrası 2021 yılında “Antarctica: The Waking Giant” isimli çalışmasını gerçekleştirdi. Sanatçıya amacı sorulduğunda, "İnsanların dünyalarına âşık olmalarına yardımcı olmak" diyor. Onun çalışmaları küresel mesajlar ileten çalışmalardır. Antarktika serisi, dünyamızın göremediğimiz bir yanını bizimle tanıştırırken, bizlerin dünyayı tüketmekten kaçınmamızı ve sevmemizi öneriyor. Bir sabah Mars’ta uyandığınızı hayal edin. Cebinizde bol sıfırlı bir banka hesabı, kartvizitinizde çok çok saygın bir adamın ünvanları olsun. Yanı başınızda yüzlerce ton altın külçeleri. Mars’ın tüm tapuları sizin olsun. Suyunuz yok, havanız yok, gıdanız yok, ne kadar anlamsız bir zenginliğiniz var. SAHNE YOKSA, SEN DE YOKSUN. Copeland’ın fotoğraflarında dünyanın doğal yapısını, güzelliklerini neden yok ettiğimizi sorguluyoruz. Teşekkürler COPELAND. 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle

SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle 
SEBASTIAN COPELAND'IN KUTUPLARI - Sebastian Copeland'ın izniyle
|