FOTOĞRAF HAKİKATEN DE İRONİK OLARAK…
OKAN ÖZGEN Mayıs - 2022
Eski Yunan dilinde “asıl maksadını gizlemek, bilmezden gelmek” anlamına gelen eironeía kelimesinin dilimize ulaşmış hali “ironi” ve “ironik” de onun sıfat hali olarak tanımlanmaktadır.Söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir. Söylenen ya da yapılan eylem, ciddi görüntüsü altında, karşıt söylenceyi ya da eylemi, çelişki noktasına çekmeyi hedefler. Mizahtan farklı olarak, ironi daha eleştirel yaklaşır. İroni mimik, jest ve tonlama ile söylemek istenenin altını, dolaylı çizer. Türk Dil Kurumu “İroni” kelimesine; Gülmece, söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme anlamlarını vermiştir.
Sokrates‟in “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir.” sözü ironinin kendisini bir karşıtlık içerisinde göstermesinin en belirgin özelliğine örnektir. Bu anlamda ironi, söz (fenomen) ve öz (içerik, anlam) arasındaki karşıtlıktır.
Kavramın ilk şeklinden günümüzde kazandığı anlamları ve sahip olduğu geniş etki alanı ile anlam potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda günlük dilden sanata ve diğer tüm disiplinlere girmiş ve kullanımda popülerliğini korumuş olduğu görülmektedir. Felsefe ile başlayan edebiyat, resim ve tüm yaratıcı görsel alanlara da yayılan ironikleştirme bağlam olarak türlere ve disiplinlere hatta içinde bulunduğu tarihsel döneme göre de değişik yorumlara evrilerek çeşitli tür ve teknik açılımlar geliştirmiştir.
-----------------------------------------------------------
*Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Fotoğraf Anasanat Dalı Doktora öğrencisi. Dalı, ORCID ID: 0000-0003- 2763-4890
İroni Kavramı ve Tarihsel Gelişimi Tarihi kökenleri açısından bakıldığında, izi, Platon'un diyaloglarında “canlandıran" Sokrates'in, "saflık taslayarak", muhatabının bilgisizliğini teşhir etmeyi ve böylece onu kendi görüşleri doğrultusunda ikna etmeyi hedefleyen "taktik"ine kadar sürülebilen "ironi kavramı"na ilişkin tanıma, "bir olgu/durum/şey'in iç ve dış cepheleri arasında gerilim yaratan bir zıtlık ilişkisinin bulunabileceği" fikrinden yola çıkılarak varılabilir: akıllı, bilge ve yüksek karakter sahibi Sokrates'in, kendisini olduğundan "az" göstermesi, buna ek olarak, "iç" güzelliğiyle çelişecek biçimde çirkin bir "dış görünüş"e sahip olması, sözünü ettiğimiz "gerilimli zıtlık ilişkisi"ni örneklendirerek, "ironi" kavramına yönelik tanım çabaları açısından bir başlangıç noktası oluşturur (Cebeci, 2008: 87).
İroni kavramının tarihi gelişimi açısından bir diğer önemli katkı, Latin dünyasının büyük retorik üstadı Quintilian'dan gelir. İroniyi "saklayıp gizleme" (dissimulatio) ve "-mış gibi yapma" (simulatio) kavramları açısından tanımlayan Quintilian'ın en önemli buluşu, ironiyi salt dile alt bir olgu olmaktan çıkararak, "bireyin hayat karşısındaki genel tutumu"nu tanımlamakta kullanmasıdır.
19. Yüzyıl’dan itibaren, ironi, zeka ve mizah duygusuyla ilgili bir kavram olarak ele alınmaya başlamıştır. Bu çerçeve içinde, "ironik" tanımının olumlu bir anlamı ifade etmekte kullanıldığı değerlendirilebilir. 20. Yüzyıl’ın başlıca eleştirel akımlarından, Yeni Eleştiri'nin önde gelen yazan Cleanth Brooks, ironiyi iç ve dış arasındaki çelişkiye dayalı bir olgu olarak tanımlamak yerine, farklı yorumların bir arada tutulmasına olanak vererek, okuyucuyu, bir metindeki anlamın belirlenmesinde kullanılan süreçlerin belirsizliğini görmeye yönlendiren bir güç olarak tanımlar.
Soren Kierkegaard (1813-1855) ironi konusunu işlediği eserlerinde ironiyi hemen hemen hiç tanımlamamıştır. Çünkü ona göre tanımlama sınırlandırma ve durağanlaştırma anlamına gelir. Kierkegaard, İroni Kavramı adlı eserinden önce gençlik dönemi eserlerinde de ironiye yer vermiştir. “National Liberals” de yayınlanan Another Defense of Woman’s Great Abilities gibi gazete yazılarından, akademik anlamda daha ciddi olan Hans Christian Andersen’in romanlarını değerlendirdiği yazısı From the Paper of One Still Living’e kadar birçok eserinde ironi yöntemini ustalıkla kullanmıştır” (Çüçen: 2015: 80). Kierkegaard, ironiyi kendi varoluş felsefesini ortaya koyabilmek için kullanmıştır. İroni Kavramı adlı eserinde Kierkegaard şöyle yazar: … insan bu kavramın fenomenal varoluşunun tek bir unsuruna, ya da bundan daha önemlisi yalnızca görüntüsüne takılmamalı, kavramın, fenomenal olanın yanında ve içinde bulunan doğruluğunu fark etmelidir (Kierkegaard, 2020: 13).
Muecke'nin ironinin oluşmasına ilişkin teknik görüşleri de şu şekilde ifade edilebilir: ironi 1-açık ironi; 2- kapalı ironi; 3- özel ironi olarak üç "sınıf'a; 1- şahsi olmayan ironi; 2- kendini azımsama ironisi; 3."saflık ironisi; 4- dramatik ironi olarak dört "durum"a ayrılır. "Açık ironi" ironistin niyetinin anlaşılmasının hedeflendiği ve bunun, ironistin kullandığı "ton" ve "üslup" aracılığıyla gerçekleştirildiği bir türü gösterir. Sarkazm bu türün bir örneğidir. "Kapalı ironi" keşfedilmeyi bekleyen bir ironidir ve ironi uygulaması genellikle bu tür üzerinden gerçekleştirilir.
İroni kuramının bir diğer önemli yazan olan Linda Hutcheon, ironinin "söylenmiş olan ile "söylenmemiş olan" arasındaki farklılıktan çok, okuyucunun bir ifadeyi anlamlandırma çabası kapsamında ele alınması gerektiğini söyleyerek, Booth ve Muecke'den ayrılmaktadır. Hutcheon'a göre, ironi bir iletişim sürecini ifade eder; bu süreç yapısı gereği yorum faaliyetlerinden oluşmaktadır. Söz konusu yorum faaliyetleri güçlü bir duygusal içerik taşır; bir taraftan gülme duygusu uyandırabilirken, diğer taraftan hiyerarşik bir yapılanmaya işaret ederek, ahlaki bir tutumun belirtisi olabilmektedir.
Modern ve Postmodern İroni
20. Yüzyıl’da ironi salt felsefi alandan, retoriğin bir aracı olmaktan çıkarak sanatın giderek artan biçimde kurgusuna, yapısına, biçimine dair hale gelmiştir. İnce bir mizah gücüyle, espriyle hatta zekâyla birleştirilerek bir üretim dili niteliğine bürünmüştür (Güçbilmez 2005).
1970’li yıllardan itibaren modernizm sonrası post-modernizme evrilen yaklaşımlar ve sosyo-ekonomik yeni dünya düzeniyle, Yeni Kavramsalcılık olarak sınıflandırılan diriliş yine özünü oluşturan anlam ve kavram ile plastik görme biçiminin önüne geçmiştir (Özgen, 2020: 137).
Bu yüzyılda özellikle Modernizm sonrası süreçte, resim ve heykel gibi formal sanatların alanından ayrılarak sanatın hayat ve piyasa, ayrıca toplumsal, ekonomik ve politik alanlarla kurduğu ilişki bağlamında ontolojik bir değişime uğraması sonucu söz konusu ironik dil başat bir karakter kazanmıştır (Dastarlı, 2013: 84).
Barthes'a göre, "gündelik kültür" de, imge her zaman "yazarı, onun kişiliğini, tarihini, zevklerini, tutkularını zorbaca merkez alır''. Yazınsal eleştiri Baudelaire'in başarısızlığı, Van Gogh'unkinin kendisinin deliliği, Çaykovski’ninkinin de onun kötülüğü olduğu"nu söylemektedir. Bununla birlikte, bazı yazarlar yazarın bu konumunu yıkmaya başlamışlardır. Barthes öznenin yerine dili geçiren ve yazı yararına yazarı geri iten Mallarme’yi; yazarla yarattığı kişiler arasındaki ilişkiyi tersine çeviren Proust'u; sekmeler ve otomatik yazı gibi yöntemler aracılığıyla "yazar imgesinin kutsallığını ortadan kaldıran" gerçeküstücülüğe vurgu yapar.
Jacques Derrida (1930-2004) metnin bu tanımını, Platon üstüne denemesinin başına almıştır. Şöyle yazar orada: “Bir metnin ancak yapısal düzenini ve oyununun kuralını ilk bakıştan, rastgele gizlerse metin olur. Bununla birlikte bir metin her zaman algılanmaz olarak kalır " Düzenle kural bir gizin ulaşılmazlığına sığınmaz, sadece şimdiki zaman’a; kesin olarak algı olarak adlandırılabilecek herhangi birşeye gizlerini açmazlar asla” (Behler, 2008: 132-33).
Çağdaş Fotoğraf Sanatı ve İroni
Avangard akımların yarattığı büyük ve köklü değişim ile kavramsal yani fikrin ve düşüncenin öncelenerek asıl amaç olduğu sanat, formu/biçimi ikinci plana almıştı. Çağdaş sanat günümüzde de 20. Yüzyıl başında aldığı bu karakter ile yoluna devam etmektedir. Güncel ironi zıtlıklarının çoğaldığı, metinlerarasılık bağlamında kurulan, displinlerarası, söylemlerarası, göstergelerarası mekanizmalar ve yaratıcı stratejileriyle bitmeyen bir yeniden yorumlama ekosistemi işlemektedir. Genel olarak günümüz sanatçılarındaki bu ironikleştirme atmosferi aslında postmodern durum ve hakikat sonrası çağ ile bağlantılı olarak var olmakta ve birbirini beslemektedir.
20. Yüzyıl başında dadaist ironi ve avantgard sanat akımlarından başlayan sarsıcı etki deneysel bir heyecan ile 60’lardaki kavramsal sanat açılımına ilham vermiş sonrasında 80’lerdeki post-kavramsal ve çağdaş sanatın inşasına katkıda bulunmuşlardır. Tüm bu tarihsel perspektifteki akım, üslup, yenilik ve değişimlerin odağında gerçeklikle olan özel ilişkisi nedeniyle aslında fotoğraf sanatını görebiliriz. 1960’lı yıllardan itibaren daha özgür ve geniş bir ifade zenginliğine kavuşan fotoğraf 21. Yüzyıl başından itibaren dijital dönüşüm ile büyük bir paradigma değişikliği yaşamıştır. Ontolojik olarak hem geleneksel hem de dijital üretim olarak ikiye ayrılan çağdaş fotoğraf alanı, sanatsal ifade, çekim, işleme, sunum ve global sosyal paylaşma ağları ile tüm dünyada anlık görünürlük hızı sayesinde bugün artık merkezsizleşerek bambaşka bir evrende yaşamaktadır.
Felsefeci ve edebiyat eleştirmeni Roland Barthes tarafından 1960’lardan sonra dilbilim alanından, görüntü alanının çözümlenmesine taşınan F. Saussure’ün (1857-1913) mirası, görsel göstergebilim kavramını doğurmuştur. Görsellerin giderek ağır basmaya başladığı 20. Yüzyıl’da görüntülerdeki anlamı okumaya önemli katkıda bulunmuştur.
Anlam, gösterge içindeki anlamı veren ve verilen arasındaki ilişkidir. Barthes buna “düzanlam” (denotation) düzlemi demektedir. Bu, göstergenin açık ve bilinen anlamıdır. Anlamın ikinci düzleminde, Barthes'e göre “yananlam" (connotation) çağrışımsal anlam önem kazanmaktadır. Bu düzlemde, kültürle olan ilişkiler ve kültürel değerler devreye girdiği için öznellik, keyfilik ön plana çıkmaktadır. Çağrışımsal anlam kültüre bağlılığı nedeniyle keyfidir ve öznel düzeyde çalışmaktadır. İroni kavramı ve ironikleştirme de iki boyutlu bir anlam zıtlığı taşımakta düz anlam ile yan anlam mekanizmasında gösterilen ile gösterilenin tersi kastedilmekte ve zıddı çağrıştırılmaktadır. Bu bağlamda görüntüyü okuma için geliştirilen Barthes’ın şablonu, ironikleştirme stratejisi ile çağrışımsal anlamlandırma düzeyinde benzerlikler göstermektedir.
İroni ve ironikleştirme kavramı felsefi ve edebi bir kategori olarak retorik sanatlar içerisinde değerlendirilmektedir. Bir çeşit söz oyunu olarak nitelenen kavram görüntü alanına taşınan düşünceye dayalı fotografik üretimlerde rağbet görmüş ve görmektedir. Belgesel, reklam ve sanatsal ifadeler aracılığıyla günümüzün genişleyen siber sosyal ağları sayesinde büyük bir temsil gücüne ulaşan fotografik görüntüler artık gündelik hayatın kitlesel ve küresel anlamda sık üretilen, görülen/tüketilen ve paylaşılan olguların başında gelmektedir.
Postmodernizm ve dijitalleşme ile birlikte zaman içinde teknolojik olarak gelişmeler, internetin sanal ortamlarındaki donanım ve yazılımların herkese açık pratik kullanımları sayesinde fotoğraf üretimi büyük bir ilgi görmektedir. Fotoğrafa ait çok çeşitli estetik ve yaratıcı uygulamalar/aplikasyonlar telefonlara kadar indirgenmiş ve zamanın ruhunun da etkisi sayesinde var olan fotoğraf çevresi çok büyük bir hacme ulaşmıştır. Bu bağlamda söz gelimi fotoğraf için avangard bir yaratıcı strateji ya da soyut dışavurum akımı ile ilgili estetik şablona hazır yazılımlar aplikasyonlar sayesinde her yaştan insan ulaşabilmekte ve kolay bir şekilde kullanabilmektedir. Çağdaş dünya ve fotoğraf bu açıdan değerlendirildiğinde durum “ironik”tir diyebiliriz.
İronide AES+F, Sugimoto, Ruff ve Büyüktaş Örnekleri
AES+F Grubu kendilerini Post-Sovyet sanatçılardan ayrı tutarak, herkesi kavrayan küresel imparatorluk çocukları olarak tanımlamaktadır. Inverso Mundus ya da yaklaşık olarak “tersine dünya” olarak Türkçe’ye çevirebilecek konseptiyle gerçekleştirilen çalışmaları gerçekliğin yeniden yorumlanmasına dair şiirsel bir vizyona işaret etmektedir. Sanatçıların söylediklerine göre, 16.Yüzyıl’dan kalma bir gravür ve ortaçağ karnavalından absürt sahneler, çağdaş yaşamın bölümleri olarak görünmektedir (Fotoğraf 1.https://aesf.art/projects/inverso_mundus/). Karakterler, dilenciden zengin adama, polisten hırsıza dönüşen şaşırtıcı sosyal ütopyaların sahnelerini canlandırıyor. Çocuklar ve yaşlılar kickboks maçında kavga ediyor. Inverso Mundus, kimeraların evcil hayvan olduğu ve kıyametin de eğlence olduğu bir dünya olarak tasvir edilmektedir (Fotoğraf 2. https://aesf.art/projects/inverso_mundus/3channel_stills/2).
AES+F Grubu sanatçıları bu serideki fotoğraflarlarda tasarlanan tüm ironikleştirmeler ile uygulanan manipülasyon sayesinde oluşturulmuş çarpıcı dijital kolajlar ve paradoksal mizahi bir “tersine gerçeklik ironisini” sergilemektedir.
Postmodern çağdaş dönemin söylemlerinden olan ironi, bazen anlam ve dil farklılığı temelinde, bazen de yapıtların taklitlerinde bulunan parçaların ilgisiz ilişkilerinde bulunmaktadır. Buna ek olarak eleştiri eksenli imgenin ya da sözcüğün tekrarlanması eylemiyle birlikte, yüce olarak bilinen sanat eserlerinin yok etme arzusuyla aşağılanması, basitleştirilerek, komikleştirilmesi ve alay edilmesi postmodern dönem içerisinde sayılabilecek ironik sanat pratiklerindendir (Halhallı, 2013:18).
Çağdaş fotoğrafı ironik olarak tanımlamaktan çok, onun ironik yönlerini ortaya çıkarmak ve yaratıcı strateji olarak ironikleştirmeyi nasıl kullandığı bağlamında değerlendirerek ortaya koymak daha doğru olacaktır.
Hiroshi Sugimoto’nun “gerçekliğin ironisi” tarihin ünlü şahsiyetlerinin balmumu portrelerini fotoğrafladığı çalışması, izleyiciyi gerçek ile gerçek dışılığın, inanmak ile bilmek, aldatma ile dürüstlüğün, manipülasyon ile doğrudanlığın, yalan ile doğruluğun ve anlam zıtlığı tarafından kuşatılmışlığın sorgulaması ile baş başa bırakmaktadır. Sugimoto bu serisiyle, gerçekçilik kavramı üzerinden “burada ve şimdi hayatta” olmanın ne demek olduğunu yeniden düşünmeye davet etmektedir (Fotoğraf 3,4,5. https://www.sugimotohiroshi.com/new-page-50).
Thomas Ruff, Düsseldorf Okulu'nda Bernd ve Hilla Becher’den eğitim almıştır. Öznelerinin diziselliği ile “tipolojileri” benimsemesi de bu eğitiminin bir parçası olarak öne çıkmaktadır.
Ruff’un kurguları ile ilgili, kavramsal estetik bağlamında fotoğrafın temeline sızarak, karanlık oda dahil tüm piksel ve jpeg çalışamaları üzerinden fotografik olguları mütemadiyen ironik bir dil yaratarak sorgulamakta olduğu düşünülebilir. Nitekim Ruff’un tasarladığı dağınık bir dünya vizyonu ile 2007 yılında gerçekleştirdiği düşük kaliteli jpeg’ler serisinde, ateşlenen füzeler ve bombaların internet üzerinden alınıp yeniden yorumlanan pixellenmiş fotoğraflarına gösterge ve anlam dünyasından bir bakış atılımaktadır. Bu açıdan savaş ve silahlanmanın dehşetli patlama ve bozulmaların estetize zıtlığı tam da ironik bir yaklaşım ile ontolojik bağlamda sorgulandığı değerlendirilebilir (Fotoğraf 6,7. https://artblart.com/tag/jpegs-photographs-by-thomas-ruff/).
“Gerçekliği” bilim kurgusal manipülasyonlarla yeniden dijital ortamda inşa eden Aydın Büyüktaş ilk bakışta algıyı bozan bir vizyon ile ortaya koyduğu işleri deneysel yüzey düzenlemeleri ve bükülmeleri içermektedir. Sanatçının Flatland “Düzülke” isimli çalışmaları tersine çevrilmiş, esnetilmiş ve kıvrılarak birleştirilmiş havadan çekimler ile bozulmuş ufuk sorgulanan iki boyutlu dünyadan manzara kolajları ilhamını Flatland adlı asırlık bir hiciv romanından ilham almıştır (Fotoğraf 8. https://www.thisiscolossal.com/2017/03/flatland-ii-landscapes-aydin-buyuktas/).
Büyüktaş, paralel evrenler, alternatif zamanlar ve siber fotoğraf estetiği denklemi içinde iki boyutlu fotoğraf yüzeyini bozarak farklı algı düzlemleri yaratmaktadır. Fotoğraflar izleyicilerde duyusal bir tetikleme ile gerçeklik hissinin değişerek farklı görsel dengelerin deneyimlenmesine yol açmaktadır. “Gerçekliğin” ironik bir ters yüz edilmeye uğratılması kavramın kendisine de uygun görünmektedir.
Sonuç itibariyle ironi, hem sözel, mantıksal karakteri hem de estetik boyutu ile uzun zamandır felsefe ve sanat arasındaki sınırda değerlendirilmiştir. Son zamanlarda Richard McKay Rorty (1931-2007), ironiyi liberal bir toplumda temel söylem tavrı olarak önermiştir. İroninin belirli bir öznellik ve etik anlayışının temsilcisi, uyumluluğa dayanan bir hakikat anlayışında eleştirel bir araç olduğu ve aynı anda akılsal ile akılsal olmayana hitap eden bir retorik biçim olduğu değerlendirilebilir. Kavram dönemsel olarak farklı tanımlamalar ile yeniden güncellenerek faklı alan ve boyutlarda her zaman gündemde kalmıştır.
Çağdaş fotoğraf boyutuyla da ironi ve ironikleştirmenin kendine has yaratıcı stratejisi ifade gücü bağlamında anlam ve çerçevesini günümüzde, özellikle hakikat sonrası çağımızda da zenginleştirerek genişlettiği gözlemlenebilir.
Kaynakça:
Kitaplar
ÇÜÇEN, A. Kadir, (2015) (ed.). Varoluş Filozofları, Sentez Yayıncılık, s.80 GÜÇBİLMEZ, Beliz, (2005). Sophokles’ten Stoppard’a İroni ve Dram Sanatı, Deniz Kitabevi, s.39 KIERKEGAARD, Soren, (2020). İroni Kavramı Sokrates’e Yoğun Göndermelerle, çev. Sıla Okur, İmge Kitabevi Yayınları, s.13
Dergi-Kitap CEBECİ, Oğuz, (2008). Cogito-İroni, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Sayı:57, s. 87 BEHLER, Ernst, (2008). Cogito-İroni, çev. Orçun Türkay, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Sayı:57, s.132-33
Sempozyum Bildiri Kitabı DASTARLI, Elif, (2013). Çağdaş Sanatın Muğlak Dili: İroninin Cazibesi, Sakarya Üniversitesi Sanat Tasarım ve Manipülasyon Sempozyum Bildiri Kitabı, Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları, s.84
Yayınlanmamış Tez Özgen, Okan, (2020). Kavramsal Fotoğraf Bağlamında Chema Madoz. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü.
Fotoğraf Linklerinin Listesi
Fotoğraf 1. AES+F Grubu, Inverso Mundus, 16. yy “dünya baş aşağı gravürü”. Kaynak: https://aesf.art/projects/inverso_mundus/ Erişim Tarihi: 15.5.2022.
Fotoğraf 2. AES+F Grubu, Inverso Mundus, 2015. Kaynak: https://aesf.art/projects/inverso_mundus/3channel_stills/2 Erişim Tarihi: 15.05.2022
Fotoğraf 3-4-5. Hiroshi Sugimoto, Portraits, 1999. Kaynak: https://www.sugimotohiroshi.com/new-page-50. Erişim Tarihi: 15.5.2022
Fotoğraf 6-7 Thomas Ruff, Jpeg rl104 & Jpeg icbm05, 2007.
Kaynak: https://artblart.com/tag/jpegs-photographs-by-thomas-ruff/ Erişim Tarihi: 15.5.2022
Fotoğraf 8. Aydın Büyüktaş, Flatland II, 2015. Kaynak: https://www.thisiscolossal.com/2017/03/flatland-ii-landscapes-aydin-buyuktas/. Erişim Tarihi: 15.5.2022
|