ENGLISH
 
Editör/Yayın Yönetmeni



Yayın Kurulu


Zehra Soylu Çöplü
Reyhan Bilir
Ali Hakan İlban
Aygün Doğan
Salih Zeki İlban
Bahar Akkoyun
Seray İrhan
Suderin Ersoy
Koray Özbaysal






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU

Fikri ve Sınai Haklar avukatı/ Intellectual Property Lawyer
Marka Vekili / Trademark Attorney
Arabulucu / Mediator
Av Ayşe Okçu
 


MAKALE > AYKAN ÖZENER-Anadolu’nun Arkeolojik Palimpsest’inin Fotoğraflanması

ANADOLU ARKEOLOJİSİNİN PALİMPSESTİNİN FOTOĞRAFLANMASI:

Uzun süredir Anadolu’nun Arkeolojik Palimpsest’inin fotoğraflanmasına çalışıyorum. Gelin öncelikle kısaca Palimpsest kavramına bir göz gezdirelim.

Geride kalanın geleceğe aktarılıp, birbirine bağlayan, yaşanmışlık izlerinin tümü yapıların palimpseste uğramış hafızasıdır. Palimpsest, teknik bir terim olmasına rağmen yüklendiği anlam bakımından geride kalanın ve şimdinin iç içe geçmesi, izlerin kaybolmaması, olarak yorumlandığından tıpkı bir bellek gibi tanımlanmakta ve yeni bir deyime dönüşerek birçok alanda söz konusu belleği tanımlamak için kullanılmaktadır.

Kısaca palimpsestin fotoğraflanması kültürel mirasın elde kalanının gelecek kuşağa aktarılması işlevini görür.*Palimpsest kavramı ve mekânsal dönüşüm Doç. Dr. Banu APAYDIN İstanbul Okan University, Turkey

İnsan eliyle yapılan mimari öğelerin ve sanat eserlerinin silinen ve yeniden ayağa kaldırılan belleği aslında toplumun kültürel kimliğidir. Yani tüm insanlığa aittir. Durum böyle olunca bir fotoğrafçı olarak üzerime giydiğim dokümanter toplayıcısı kimliği, ister istemez bazı sorumluluklar yüklüyor. Bunların çoğu fotoğrafçılığın temel kurallarıyla ilgili sorumluluklar. ( doğru ışık şartlarında, doğru açılardan yakalamak, doğru lenslerle çalışmak vb. şeyler) Ancak konunun bir de başka bir yüzü var ki o da palimpsest kavramıyla açıklanmaya çalışılan yönü işte. Bir başka deyişle; Palimpseste uğramış halinden haberdar olup, o yönüne vurgu yapma eğilimiyle fotoğraflamak konusu.

Anadolu’ya Arkeolojik Seyahatlerin yapıldığı 18. Yüzyıl gravürleri ve yüzyılın ortasından itibaren görmeye başladığımız fotoğraf yöntemiyle fotoğraflama sürecinin bize Anadolu Arkeolojisi’nin Palimpsesti’ni yakalamak adına ilk basamaklar olduğunu kabul etmeliyiz. Zira bundan öncesine dair görsel hafızamızı besleyecek tek şey yazı. Antik dönem yazarları içerisinde bize en sağlam kaynakları verenlerden birisi Strabon’dur örneğin. Ama o ve onun gibilerin yazdıklarının doğrulaması bugün Arkeoloji dediğimiz bilim dalı yoluyla gerçekleştirilmekte. Yani kazılarda gün yüzüne çıkarılanla, söylenenlerin sağlamasını yapabilmekteyiz. Üstelik bunu yaparken bile fotoğraf ve çizim veya yeni görselleme imkânlarına ihtiyaç duymaktayız. O yüzden bu yazıda ben sadece fotoğraf yöntemiyle palimpsesti belgelemek konusu ile ilgiliyim.

Fotoğrafı sanat veya belgeleme aracı olarak kullanan birçok kişi bugün objektiflerini arkeolojik yapılara veya objelere yönlendirmekte. Bazen tüm bunların dışında sadece seyahat fotoğrafçılığı ile uğraşanların da bunu yaptığını görüyoruz. İşte tam da burada dikkat çekmeye çalıştığım palimpsest kavramı yine ortaya çıkıyor. Yani arkeologlar tarafından kazılıp ortaya çıkarılmadan önce ören yerinin geçmişi hakkında okumalar yapmak, ortaya çıkarılmaya çalışılan dönemin teknik özellikleri diyebileceğimiz konularda bilgi sahibi olmak, palimpsestin doğru aktarılması adına çok önemlidir. Artık geçmişte canlı olarak yaşamın süregeldiği dönemdeki doğaya bile sahip değildir çoğu ören yeri. Dolayısıyla ortaya çıktığı andan itibaren günümüz topografyasına bağlı olarak belgelenecektir artık. Yani belleğin değişime uğramış halini belgeleyeceğiz artık demektir bu.

Tüm bu bahsi geçen konular üzerine arkeolog olmamın bana birçok avantaj kazandırdığını belirtmeliyim. Fotoğrafını çektiğim yapılar, objeler vb. materyaller hakkında bilgi sahibi olmak, konuyu fotoğraflamaktaki en büyük yardımcım. Ancak bu demek değildir ki bu işi en doğru fotoğraflama yöntemi arkeolog olmaktan geçer. Önemli bir artı olabilir ama bu artıyı biraz uğraşan tüm fotoğrafçılar edinebilir. Yunan, Roma veya diğer antik dönem özelliklerini gösteren kent devletlerinin şehir mimarisi üzerine kalıplaşmış bilgilerine biraz okuma yaparak herkes sahip olabilir. Mitoloji üzerine bilgilenmek de müzelerde ve ören yerlerinde gezerken karşılaştığımız heykelleri ve vazolar üzerindeki tasvirleri fotoğraflarken bize büyük yardım sağlayacaktır.

Arkeoloji biliminde çok sık kullanılan bir başka deyim ise “instu buluntu”dur. Yani yerinde, kazı sırasında olduğu durumda tespit edilen anlamında kullanırız bu deyimi. Bu duruma ayrı bir önem verip, bulunduğu halini hemen tespit etmek için mutlaka fotoğraflarız. Görüldüğü üzere palimpsest kavramına tamamen karşı bir yaklaşımdır bu. Palimpsest olgusu yenilenmeyi, değişimi, yeni bir durumu fotoğraflamak anlamını taşırken, instu kavramı toprak altından çıktığı durumda, hiçbir değişime uğramadan fotoğraflamayı gerektirmektedir. İnstu durumda fotoğraflama doğası gereği sadece kazı personeli tarafından fotoğraflanabilmektedir.

Yukarıdaki bu kısa ve detaylandırıcı bilgilerden sonra son zamanlarda üzerine detaylı bir biçimde yaklaştığım, Anadolu’un Palimpsesti’nin fotoğraflanması projesinden bahsedeyim biraz size. Temellerini, yukarıda bahsettiğim kavramsal temele oturttuğum yolculuğun, henüz Karadeniz hariç, Anadolu’nun deniz kıyısı antik kentlerinin yüzde seksenini belgelemiş durumdayım. Özellikle Palimpseste uğramış, yani Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kazı izini verilmiş, toprak altından çıkıp yeni bir topografyaya gözlerini açan, değişime uğramış bir coğrafya içerisinde, arkeologlar tarafından, günümüze kalan kısımlarıyla, tekrar ayağa kaldırılan, antik kentlerin palimpseste uğramış yeni yüzlerini fotoğraflama gayreti içerisindeyim. Bunu bizden önce bu işi yapmış fotoğrafçılardan aldığım bir bayrak yarışı olarak görüyorum. Anadolu’da antik kentlerin çoğu son yıllarda 12 aylık kazı statüsüne getirilmiş durumda. Özellikle, bu iktidar döneminde arkeolojik kazıların çoğu, turizm odaklı düşünülerek yapılmakta. Yani eski yöntemde olan, uzun süreli ama az ödenekli ve sadece yaz aylarında kısa bir dönemde gerçekleştirilen bilimsel kazılar yerini, daha uzun ve geniş bir alanın ortaya çıkarılması, ardından ise turistlere her yıl yeni yapılar gösterme adına, toprak altından çıkanların restorasyon sonrasında ayağa kaldırılması yöntemine bıraktı. Tam da palimsest kavramını karşılayan şekilde yani. Toprak altında kalan yığınlar bir bakıma silinip yeniden yazılmıştır artık. Bilindiği üzere restorasyonun en önemli kurallarından birisi yeni düzenlemede eskiden kalan izlerin mutlaka yeniden gösterilmesidir. Söz konusu yapılar, şekli, rengi, malzeme ve doku özellikleri, gibi yapısal öğeleri ile her döneme ait izleri taşımaktadır. Bünyesinde çok katmanlılığı taşıyan palimpsest yapıları belgelemek kesintiye uğramış dönemler hakkında ileriye dönük bellek oluşturma anlamında çok önem arz etmektedir. Bu durum, beraberinde palimpsestin zamanında fotoğraflanma problemini de getirdi. Her yıl yapılan kazıların bilinçli bir şekilde fotoğraflanabilmesi, biz fotoğrafçılar için çok zor ekonomik şartları da beraberinde getirmekte. Zaten çok az denilebilecek sponsorluklarla aslında çoğu zaman kendi imkânlarımızı zorlayarak yürüttüğümüz bu fotoğraflama işi, büyük bir görev olarak kazılarda tam zamanlı çalışan fotoğrafçıların omzuna yüklenmiş durumda. Son yıllarda bu konuda çalışan tüm kazılarımızın bu konuya gereken önemi hakkıyla olmasa da, verdiğini gözlemlemekteyim. Gelinen son durumda Anadolu Arkeolojisinin layıkıyla belgelenmesi konusunda daha ileri adımlar atılmış olduğunu görüyorum.

Bir diğer önemli husus ise yapılan tüm bu dijital belgeleme işleminin arşivlenmesi sorunudur ki bence palimpsestin fotoğraflanması konusunda her şeyden daha önemli bir konudur. Ne yazık ki yıllarını kazıya vermiş, uzun yıllar kazdıkları alanın palimpseste uğramış hallerini iyi veya kötü çekmiş kazı başkanları devir teslim zamanı geldiğinde ellerindeki bu arşivleri kendinden sonra gelen heyete teslim etmemektedir. İstisna durumlar varsa da ben henüz yoğun olarak durumun böyle olduğuna şahitlik etmekteyim. Örneğin ülkemiz sınırları içerisinde görev yapan yabancı arkeoloji enstitülerinin yaptığı gibi, herkesin kullanımına açık arşivleme kaynaklarının bir örneği, hala büyük eksikliğimizdir. Bakanlığın da bu konuya gereken hassasiyeti göstermediği bilinmektedir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Anamed ve Salt örnekleri ilerisi için ümit vaat etmektedir.

Yazıma uzun zamandır Anadolu Arkeolojisinin Palimsestinin fotoğraflanması ile uğraştığımı söyleyerek girmiştim. İçinde bulunduğum şu an itibariyle, ileride benim de bu belgeleri teslim edeceğim ciddi bir arşiv sorunu ve yaptığım tüm bu çalışmanın sürdürülebilirliği konusunda sıkıntılarımın olduğu aşikârdır.

Aykan Özener

Arkeolog/Fotoğrafçı-2021Mayıs










Ziyaretçi Sayısı:822
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram