ENGLISH
 
Editör/Yayın Yönetmeni



Yayın Kurulu


Zehra Soylu Çöplü
Reyhan Bilir
Ali Hakan İlban
Aygün Doğan
Salih Zeki İlban
Bahar Akkoyun
Seray İrhan
Suderin Ersoy
Koray Özbaysal






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU

Fikri ve Sınai Haklar avukatı/ Intellectual Property Lawyer
Marka Vekili / Trademark Attorney
Arabulucu / Mediator
Av Ayşe Okçu
 


Dosya: PANDEMİ > ÖZCAN YURDALAN

KORONA GÜNLERİNDE

BİR ORTAKLAŞA FOTOĞRAFLAMA MODELİNE DAİR GİRİŞ


Özcan Yurdalan


Fotografik görüntünün kimyasal düzleme tespit edilmekten kurtulup sayısal ortamda zuhur etmesiyle birlikte fotoğrafçılar için önemli bir evre başladı. Ama çok geçmeden asıl milat geldi: Dijital fotoğraf makineleri kısa bir süre filmli makineleri taklit ederken cep telefonu teknolojisi ensesinde bitiverdi. Birleştiler. Hibrid bir varlık girdi hayatımıza. Telefonlar fotoğraf çekiyor, fotoğraf çekebilen alet telefon edilebiliyordu. Alem de bir başka dönmeye başlamıştı haliyle. Bir fotoğrafın ortaya çıkabilmesi için uzun zaman alan kimyasal süreçler çoktan arkada kalmıştı. Sayısal görüntünün ortaya çıkışı gibi görüntünün iletilebilmesi için zaman faktörü ihmal edilecek kadar kısalmıştı…

Bu yazıyı fotoğraflı ceptelefonu teknolojisinin nimetlerinden söz etmek için yazmıyorum tabi. Size 2020’nin ilk aylarında yaptığımız bir ortaklaşa editoryal fotoğraf çalışmasını anlatmak istiyorum.

Tam adıyla:

KGF- Korona Günlerinde Fotoğraf ORTAKLAŞA BİR EDİTORYAL FOTOĞRAF ÇALIŞMASI.

Burada büyük harfle yazdığım niteleme aslında bir faaliyet modelini tanımlıyor. Her ne kadar bu modeli yeni kullanmaya başlamış olsak bile, (Bu modelde ilk faaliyetimiz TFSF-Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu’nu bünyesinde yaptığımız üç yıl süren MGH-Memleketimden Görsel Hikayeler çalışmasıydı. KGF ikincisi) bu tür geniş katılımı mümkün kılan, yaratıcılığa açık, eşit ilişkilenme ve katılımcı üretim modelini esas alan, birlikte öğrenme metodolojisiyle gerçekleştirilen, coğrafi kısıtlamadan azade mekâna bağımlı olmadan yapılabilen faaliyetler, dijital fotoğrafın ve internet esaslı iletişimin sağladığı imkanlarla mümkün oldu.


-Aman Yanlış Olmasın-

Yazıya girerken, teknik gelişmelere ilişkin söylediklerim için bir açıklama yapmak isterim ki yanlış anlama olmasın:

O dediklerimin, çok sık rastladığımız içi boş bilim/teknik güzellemesi olmadığını belirtmeliyim. “İlahi çözümün teknolojide ve dijital dünyada” olduğunu falan işaret eden bir kafayla yazmadım onları. Ben hala aslolanın içerik olduğunu gerek sosyal medyanın gerek sanal alemdeki imkanların o içeriğin üreticisi değil ancak taşıyıcısı olmakla değer taşıdığını altını çizerek ifade etmek isterim. Benim nezdimde tabi. O nedenle sanal alemdeki taşıyıcı ortamlar o kadar hızla ve biteviye yenileniyor ki, kendi pratiğimizden bildiğim ve aralarında sadece yarım yıl olan iki ortaklaşa editoryal fotoğraflama faaliyetinde, MGH-Memleketimden Görsel Hikayeler ile KGF- Korona Günlerinde Fotoğraf çalışması sırasında kullandığımız görüntü iletim ve birlikte düşünme/değerlendirme çalışmalarında bile şaşırtıcı yenilikler kullandık. Hem de hiç yadırgamadan rahatça. O nedenle dijital teknolojinin yeniliklerinin tüketim ekonomisi ve pazarın kurallarıyla zaten hep değişecek olduğunu, yapay zekanın giderek daha fazla günlük kullanımda yer alacağını bilerek. (Bunları bilerek ama eyvallah da demeyerek) bu çalışmayı nasıl yaptığımızdan çok ne yaptığımıza değinmek, içeriği nasıl şekillendirdiğimizden söz etmek istiyorum.

26 Nisan 2020’de başladığımız KGF- Korona Günlerinde Fotoğraf çalışmasının amacını şu şekilde belirlemiştik:

“İçinden geçtiğimiz “tecrit” zamanlarına fotoğrafla bakmak. Kaygılarımızı, umutlarımızı, heyecanlarımızı ve korkularımızı kaydetmek; yaşama tutunma irademizi, dayanışma hallerimizi görünür kılmak.

Birlikte bir görsel bellek oluşturmak.

Canlılar alemine ve doğaya yabancılaşarak yarattığımız bu dünyada ne zaman ve nasıl biteceğini öngöremediğimiz bir süreçten geçiyoruz. Bu geçitte kendimizden yola çıkarak yaşadıklarımızı ve yaşayamadıklarımızı, hiç bakmadıklarımızı, görmediklerimizi, hallerimizi, duygularımızı, anlarımızı fark ederek, kendimize daha içerden bakmayı deneyerek birlikte yol almak.

Birbirimize görüntüler aracılığıyla dokunarak eksikliğini hissettiğimiz güzel duyguları yaşamak yaratıcılığımızın ve özgür ifadenin önünü açmak.”

Bu amaçlar doğrultusunda sürecek KGF faaliyeti için oldukça yaygın katılım sağlamaya çalıştık.

Şöyle ki:

“Bu çalışmaya evde kalarak kendini koruyabilme şansına sahip olan ya da geçimi için sokağa çıkması gereken ya da kamu hizmetini gerçekleştirmek için dışarıda çalışan ve herhangi bir görsel kayıt aracıyla fotoğraf çeken herkes katılabilir. Katılanlar öncelikle kişisel sağlığını ve kamu sağlığını esas alır” dedik.


-Demokratik Bir Faaliyet Olarak Fotoğraf Çekmek-


Fotoğrafçılığın baştan, ilk yıllarından itibaren, hani o kazulet kameralar, eziyetli poz verme seansları ve bitmek tükenmek bilmeyen kimyasal işlemler gerektiren zamanlarında bile kendi varlığı ve işlevleriyle demokratik bir alan yarattığını biliyoruz.

Bugün geldiğimiz aşamada ise cep telefonu olan herkesin görüntü üretmesi sıradan günlük faaliyetler arasında ve doğal bir davranış haline geldi. Anlamlı bulduğumuz bir sahneyi, değer verdiğimiz bir tanıklığı kaydederek çoğaltıp iletebileceğimiz bir araç var hayatımızda. Elbette bu kolay üretilip kolay dağıtılan tanıklıkların başta etik değerler olmak üzere çeşitli problem alanları yarattığını da biliyoruz ve “yurttaş muhabirliği” gibi uygulamaların birçok manipülatif alanlar açtığını tartışmayı da ihmal etmiyoruz ancak burada söylemek istediğim şu:

Korona pandemisinin ilk aylarında gerçekleştirdiğimiz bu ortaklaşa editoryal fotoğraf çalışması KGF’nin aynı zamanda yurttaş tanıklığı üstünden bir demokratik iletişim alanı tanımlaması yapılabilecek bazı verilere sahip olduğunu düşünüyorum. Kolektif görsel hikaye anlatıcılık modeli olarak günlük hayatlarımıza derinlemesine bakabilme imkanı veren bir yöntem olabileceğini tartışıyorum. Bu çalışma üstüne katılımcı anketiyle desteklenmiş bir akademik makalenin kısa sürede önümüzde olacağını bilerek ilgilenenlerin de dikkatine sunmak istiyorum.

Fotoğrafçılık popüler bir faaliyet, faydalı bir boş vakit meşgalesi olduğu gibi bir sanat aracı, bir belgesel anlatı yöntemidir aynı zamanda. Bununla birlikte girdiği yeni evrede herkesin kullanımına açık bağımsız ifade aracıdır, bunda epey zamandır hemfikiriz. Bu anlamda bireysel bir görsel hikayecilik, belgesel anlatı inşa edilebileceği gibi, yüzlerce kişiden oluşan topluluklarla birlikte tanımlı bir konuda belirli bir sürede, editoryal işleyiş içinde ortaklaşa hikaye etme vasıtası olarak da bakabiliriz fotoğrafçılığa.

Bu yaklaşımla KGF çalışmasını gerekçelendirirken katılımcılar için şu çerçeveyi çizmiştik:

“Fotoğrafçılık, ülkemizde oldukça yaygın bir hobi, etkili bir sanatsal yaratıcılık mecrası ve belgesel anlatı aracıdır.

İçinden geçtiğimiz bu kritik günlerde fotoğraf çekmek için hareket imkanlarımız kısıtlandı. Kimimizin ev içinde bir tür tecrit koşulları yaşadığı, kimimizin de çalışma hayatını sürdürmek zorunluluğundan dolayı ev dışına çıkmak durumunda kaldığı bu günlerde “dışarısı”nı ve “içerisi”ni yeniden düşünür olduk. Bu dönemde objektiflerimiz “kamusal alandan” fazla “özel alana” bakar oldu. Başka hayatlar yerine kendi hayatımızı fotoğraflama fırsatımız fazlalaştı.

İnsanlık aleminin içinden geçtiği bu zor günlerde yaşantımızın ne kadar süreceği belirsiz olan yeni şeklini, her birimize kişisel bir moral destek sağlayabileceği gibi yalnızlaştığımız bu günlerde ortaklaşa bir çalışmanın parçası olma hazzını da yaşatabilir.

Bu çalışma jurnalistik beklentilerle çekilmiş haber fotoğrafları yerine öznel hayatın doğrudan ya da metaforik görsellerini, mecazlı anlatımı tercih ediyor. Hayatımıza kendi perspektifimizle ve kendi penceremizden bakarak yaratıcılığımızı ortaya koymamızı ve tekil kareler halinde ya da bir seri/hikaye halinde anlatılar kurmamızı öneriyor.”

EVDE YA DA DIŞARIDA

SAĞLIKLI KAL - BAŞKALARINI KORU

HAYATINA FOTOĞRAFLA BAK


-Sayılarla KGF Çalışması-


26 Nisan 2020 – 30 Haziran 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen KGF çalışmanın istatistikleri de, üstünde düşünülmesi ve tartışılması gereken bir tablo çıkarmış olabilir diye düşünüyorum.

Bu yazıyı pek de aram olmayan rakamlara boğmadan ama yine de onları kullanarak şöyle bir manzara çıkarabilirim ortaya:

Bu çalışmaya 360 kişi başvurdu. Aralarında derneklerin temsil ettiği perspektifle (bu genellemenin ince anlatımı bende saklı) fotoğraf üretenler olduğu gibi fotoğrafla daha esnek bir ilişki içinde olan meraklı kişiler de vardı. Daha önce fotoğrafla bir hikaye kurma konusunda deneyim sahibi olanlar bulunduğu gibi anılarını kaydetmek için fotoğrafa hayatında yer açan kişiler de vardı.

Ortaklaşa editoryal bu çalışmaya katılan 360 kişiden 225’i kadın 135’i erkekti. Aslında bu ilk bakışta popüler fotoğraf ortamımızdaki kuruluşların genel yapısını da gösteren bir dağılım. O nedenle yadırgatıcı olmayabilir. Çünkü derneklerimizde etkin bir kadın katılımcı ve faal kadro olduğu halde karar vericiler daima erkek ağırlıklıdır malum. KGF çalışmasında da teknik düzenlemeleri iletişim kurgusunu iş takvimini yapan mutfak benzer bir tablodan muzdaripti. Ancak nihai ürünlerin ortaya çıkış sürecinde ve çalışmanın sonucunda belirleyici olan 33 editörün 18’i kadın 15’i erkekti.

Baştan sona kadar ekran iletişimiyle gerçekleşen KGF’de çarpıcı olabileceğini düşündüğüm bir diğer sayısal veri ise faaliyete katılan fotoğrafçıların coğrafi dağılımıydı.

Anadolu’daki 27 ilden ve yurtdışındaki 5 yerden fotoğrafçılar bu ortaklaşa faaliyete katıldı.

Daha ince ayarlı istatistikler ve üç aylık çalışma sürecini sayılar üstünden izleyebileceğimiz tablolarımız bulunmasına rağmen benim sadece bu sayıları iletmekteki amacım şudur:

Birinci olarak, fotoğrafçılığın artık öyle olmadığını; miladını hızlı yaşadığını, yepyeni bir evreye girmiş olduğunu deneyimleyerek ifade etmeye çalışıyorum. Gerek TFSF-MGH çalışması, https://mgh.tfsf.org.tr/tr/anasayfa, gerekse artık kurumsal kimlikleri bulunmayan Galata Fotoğrafhanesi-Fotoğraf akademisi, Fotoğraf Vakfı ve Nar Fotoğraf Kolektifiyle bağlantılı kadroların gerçekleştirdiği KGF çalışması bu yeni aşamada birlikte eylemeye dair iyi kötü ipuçları barındırmaktadır kanısındayım. Elde bir deneyim ve pek de içerikli yüzlerce hikaye, binlerce fotoğraf var. Neymiş bu MGH? Neymiş bu KGF diye bakmakta fayda olabilir. www.koronagunlerindefotograf.com

İkinci çıkarımım ise gerek TFSF, gerekse bağlı olan olmayan fotoğraf dernekleri bu yeni evrede yapılanmalarını ciddiyetle gözden geçirerek pandemi sonrasına dair projeksiyonlar yapmalılar sanırım. Pandemiden sonra bu dar geçitten çıkabilenler için her şey daha güzel olacak mı emin değilim ama her şey bir başka olacak bu kesin.

Elbette demokratik bir işleyişe sahip, şeffaf ve katılımcı yönetimleri içselleştirmiş, özgürlükçü ve yaratıcı dernekler hala demokratik ve özgürlükçü toplumların da temel taşlarıdır. Onlardan vazgeçemeyiz. Tümüyle sanal aleme taşınmış fotoğraf faaliyetleri topluma yapılacak bir fenalık olabilir. Bana öyle geliyor ki, derneklerin pandemi sonrasında fotoğraf alanındaki yerlerini yeniden tanımlamaları, insan sıcaklığından, doğrudan temastan omuz omuza eylemekten vazgeçmeden sanal alemdeki ilişkilenmeleri tanımlamak için paçaları sıvamaları gerek. Biz öyle yaptık da ondan dedim.


04.05.2021





Ziyaretçi Sayısı:966
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri deneme bonusu veren siteler
AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram