F0TOĞRAF YARIŞMALARI BAĞLAMINDA ‘’DÜNYA ETNOSPOR KONFEDERASYONU ETNOSPOR KÜLTÜR FESTİVALİ FOTOĞRAF YARIŞMASI’’ NIN İŞLEVİ VE ROLÜ: BÜYÜK TEHLİKE
Uzun yıllardır Türkiye’de fotoğraf yarışmalarının işlevi üzerine yazılmakta, konuşulmakta ve bu yarışmaların Türkiye’de fotoğrafa katkı yapıp yapmadığı sorgulanmaktadır. Diğer yandan son yıllarda belediyeler dışında yeni yeni tanık olduğumuz Deniz Feneri vb. çeşitli vakıf ve kurumların da bu fotoğraf yarışmalarına yoğun ilgi göstermeye başladığı gözlenmektedir.
Uzun yılların deneyimi şunu göstermiştir. Bu yarışmaların Türkiye’de fotoğrafa katkısı sıfırdır hatta zarar vericidir.Yapılan bütün sözlü ve yazılı egzersizlere rağmen gerek bu yarışmaları düzenleyen gerekse onay veren kurumların bu tartışmalara ve önerilere kulak tıkadığı ve var olan yaklaşımdan vazgeçmediği yaşamla kanıtlanmış bir gerçektir.
Varolan tartışmaların temel argümanlarını kısaca şöyle özetleyebiliriz: Tek bir fotoğrafa ödül vermek yanlıştır ödüllendirmeler uzun vadeli ve bir hikaye anlatma derdinde olan düşünsel-felsefi arka planı olan projelere verilmeli ya da böyle projeler desteklenmelidir. Daha da önemlisi "fotoğraf yarıştırılmalı mıdır?" gibi bir soruyu tartışmayla işe başlamak belki de camiaya yapılacak en sağlıklı katkı olacaktır.
Diğer yandan fotoğrafın saflarına katılan büyük sayıda meraklının fotoğraf yoluyla sosyalleşme, onaylanma ve kısa yoldan sanatçı rütbesini elde etme dürtüsü, ya da bu rantdan pay kapma sevdası bütün yol açıcı tartışmaların önünde aşılmaz bir set gibi durmaktadır. Diğer yandan Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte geliştirilen 2000’li yılların başına kadar varlığını sürdüren, memleketi güzel göstermekten başka hiçbir çabası, bağlamı olmayan resimsel fotoğraf anlayışının zemin olarak halen güçlü olması ve buna talep yaratılması da bu duruma eklenebilir. Bir yandan da bu fotoğrafçılık mahallesinin böylesi bir durum ve hali aşmama isteksizliği, ufuksuzluğu, kendinden menkul ‘’fotoğraf sanatçısı’’ olma kolaylığı da bu mahalledeki herkese bu rütbenin kolaylıkla verilmesi, FIAP vb. kurumlar aracılığıyla para verilerek sahte unvanların elde edilmesi, bu sahte rütbeler yoluyla kolayca statü ve onaylanma elde edilmesiyle sistemin çarkları tamamlanmaktadır. Birey hem sosyal olarak onaylanma tatminini yaşamakta hem de çarkın tamamlayıcı zincirini olmaktadır. Bu unvanlar vasıtası ile jüri ve kurumlarda kendine yer bularak zaman zaman da arkadaşlarının jürilik yaptığı yarışmalara katılarak camianın gedikli itibarlısı, abisi konumunda türedi şahsiyetler olarak ortaya çıkılmaktadır. Durum adeta Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde memuriyetlerin ve paşalık unvanlarının parayla satın alınmasını andırmaktadır.
BÜYÜK TEHLİKE:
Yukarıda belirtilen bütün olumsuzluklar bir yana daha büyük tehlike ise bugünkü mevcut iktidar blokunun etrafında kümelenmiş ve palazlanmış kurumlar tarafından yapılan etkinlikler ile bu etkinlikler kapsamında yürütülen fotoğraf yarışmaları ve faaliyetleridir. Bu etkinliklerin temel amacı yeni iktidar blokunun egemen ideolojik yaklaşımının görselleştirilerek topluma onaylatılması ve toplumsal rızanın üretilmesidir. Başta sinema sektörü olmak üzere birçok alanda oluşturulan dille, bu hegomonya kurulurken fotoğraf da kendine düşen payı ve rolü belirtilen kurumlar aracılığıyla üstlenmekle suç ortağı olarak kullanılmaktadır. Fotoğraf, bu alandaki kullanımını özelde Dünya Etnospor Konfederasyonu, İBB, Okçular Vakfı vb. kurumların düzenlediği fotoğraf yarışmalarında görebiliriz. Bu kurumların düzenlediği etkinlikler için kamusal imkanlar sonuna kadar kullanılmaktadır. Bu tür etkinliklerin benzerlerini Weimar Cumhuriyeti sonrası Hitler dönemi Almanya’sında görebilmekteyiz. Egemen iktidar bloku bu tür etkinlikler ve faaliyetler için ilk başta kendine işbirlikçiler bulmakta sonrasında kendi kadrolarını yetiştirdiği ölçüde işbirlikçilerin de ipini çekmektedir. Başta akademik dünya olmak üzere, alanının önde gelenleri bu şekilde değerlendirilmektedir. Sözünün ettiğimiz yarışmanın şartnamesinde yarışmanın konu ve amacı: ‘’Geleneksel spor dallarımızdan bazılarını toplum ile buluşturmak ve tanıtmak, bu sporların profesyonelleşmesini sağlamak ve aynı zamanda kültürel değerlerimizin yeniden hatırlanması için çok kapsamlı bir etkinlik olacak festivalde; atlı cirit, atlı okçuluk, kökbörü, geleneksel hedef okçuluğu, yağlı güreş, kuşak güreşi, aba güreşi, şalvar güreşi, mangala, aşık oyunu, mas güreşi, Katar şahincilik gösterisi, Japonya Yabusame atlı okçuluk müsabakaları ve oyunları yer alıyor. Alanda toplam kırk üç kıl çadırda Türk Devletler ve toplulukları, geleneksel Katar çadırı, okçular çadırı, Diriliş Ertuğrul, derviş çadırı ve kültürel bölgesel çadırlar yer almaktadır. Oba yaşamının tüm yönleri ile sergileneceği bu çadırlar içerisinde el dokuma halılar, kilimler, dokumalar, eski ve antika kültürel malzemeler sergilenecek ve bu sayede seyirciler eski oba yaşamını İstanbul’un merkezinde yaşama fırsatı bulacak. Özel süslemeleri ve dekorları ile obanın ortasında yer alan büyük han çadırı festivale gelen misafirleri ağırlayacak. Oba meydanında eski usulle Orta Asya toyları icra edilecektir.
Oyma ahşap işçiliğinden çömlek yapımına, keçe yapımından tespih üretimine birçok el emeği uygulamalı olarak ürüne dönüşecek. Tarihsel geçmişi ve geleneği ile sergilenecek el sanatlarının bazıları ustalar yardımı ile seyircilere yaptırılacaktır. Bu anlamda, el sanatları çarşısının interaktif yönü, seyirciye sanatları yerinde deneyimleme fırsatı sunmuş olacaktır.
İnsanların ailece gelip gönül rahatlığı ile katılacağı, kendi sportif ve kültürel değerlerimiz ile keyifli vakit geçirmenin ayrıcalığını yaşayacağı, daha önce adını birçoğumuzun bilmediği kültürümüze ait oyunları tanıma fırsatının sunulduğu Etnospor Kültür Festivali’nde Okçular Vakfı’ndan uzman eğitmenlerin gözetiminde geleneksel okçuluk atış talimi yaptırılacaktır. Yine uzman eğitmenler eşliğinde yetişkinlere ve çocuklara yönelik at biniciliği aktiviteleri de festivalde yer alıyor. İstanbul’un merkezinde yapılan tüm bu aktivitelerin içerisinde aynı zamanda bölgesel halk oyunları, kılıç kalkan gösterileri, atlı akrobasi gösterileri, mehteran gösterileri, konserler, Orta Asya-Anadolu mutfağından zengin yiyecek-içecek seçenekleri halkımızla buluşacaktır.’’
Şeklinde belirtilmekte ve yarışmaya katılan ve ödül kazanan fotoğraflar için neredeyse sınırsız kullanım hakkı elde edilmektedir.
Konu ve amacın alt metni incelendiğinde ve ödül alan fotoğrafların okuması yapıldığında Neo-Osmanlıcılıkla harmanlanmış milliyetçilik ideolojisine, Türklerin güçlü oluşuna savaşçılıklarına ve üstün ırk oluşlarına atıf yapan ve bunun görsel temsillerinin üretilerek yaygınlaştırılmasının temel amaç olarak güdüldüğü görülecektir.
Erken Cumhuriyet döneminde kurulan Matbuat Umum Müdürlüğü (siz bunu Propoganda Dairesi olarak anlayın) eliyle yürütülen yeni Cumhuriyetin tamamen batılı ve modern bir Cumhuriyet olduğu, onlar gibi modern binalara ve eğitim kurumlarına sahip “güzel’’ bir ülke olduğu algısını yaratma görevini, daha doğrusu toplumsal mühendislik görevini görsel temsil ve rızanın yaygınlaştırılması alanında bugün Okçular Vakfı, Dünya Etnospor Konfederasyonu, Deniz Feneri, Abdülhamit’in yüceltilmesi etrafında yürütülen belgeseller, fotoğraf sergileri ve kitapları, film dizileri yoluyla yürütülen yeni bir mühendislik projesiyle karşı karşıya olduğumuz açıktır. Şurası açık ki toplamda 100.000 TL’yi geçen ödüller için yarışmaktan vazgeçemeyenler ya da kendini pragmatist gerekçelerle açıklayanlar bilerek ya da bilmeyerek tarih önünde büyük bir toplumsal mühendislik projesinin suç ortakları olarak anılmaktan kurtulamayacaklardır. Tarih böylesi suç ortaklarıyla doludur…
|