ENGLISH
Editör/Yayın Yönetmen

Selahattin Nemlioğlu

Yayın Kurulu

Reyhan Bilir
Aygün Doğan
Bahar Akkoyun
Seray Akkoyun
Koray Özbaysal 



Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU

Marka Avukatı / Copyright Lawyer
ARABULUCU
Ayşe OKÇU
 
FOTOGRAF BUNUN NERESİNDE - Serdar Bilici



 
Adriaen van Utrecht - Fruit Still Life


Natürmort veya ölü doğa ismi ile Türkçeye çevrilen still-life resim genel olarak çiçekler, yiyecekler, hayvanlar ve insan yapımı çeşitli durağan nesnelerden oluşan kompozisyonları tanımlamak için kullanılan bir kavram. Natürmort türünün doğuşu 16 yüzyıl başlarında Hollanda olarak kabul ediliyor olsa da bu demek değil ki bir anda bu tür ortaya çıkıverdi. Eski Mısır ve Yunan uygarlıklarında bu türün temellerinin atıldığı söylenebilir. Ancak natürmort türünün doğuşunun ticaret yoluyla Avrupa’nın en zengin ülkesi haline gelen Hollanda’da olması şaşırtıcı değildir. Resim ve sanat eseri sahibi olmak isteyen yeni burjuva sınıfı sahip oldukları zenginlikleri göstermeleri için sanatçıları himayelerine almışlardır. Önceleri daha mütevazi olan natürmortlar zamanla daha şatafatlı sofralar ve diğer zenginlikleri gösteren büyük boyutlu tablolara dönüşmüşler ve tabloların sahipleri için önemli bir gösteriş kaynağı olmuşlardır.  

Natürmort veya ölü doğa, konusu ve betimlemesi ile çok kolay tanınabilecek bir resim türü. Resim yapmayı seven amatörlerin, resim eğitimi alan genç öğrencilerin de hala üretmeye devam ettikleri natürmort ayrıca biçim, ışık ve renk üzerine pratik yapmak için sıklıkla başvurulan bir tür. Fakat natürmort türüne meyveler, çiçekler, kadehler, şişeler, müzik aletleri ve çeşitli birçok nesnenin göze hoş gelen bir kompozisyona yerleştirilmesi pratiği olarak bakmak çok büyük bir hata olur.  

Holbein’in ünlü Ambassadors tablosundaki nesneler resimdeki iki Büyükelçinin zenginliklerini ve marifetlerini anlatan sembollerdir. Böylece natürmort konvansiyonları kullanılarak sıradan bir portrenin ötesine geçmiştir. Tablonun alt kısmında sadece belli bir açıdan görülebilecek, gizli bir kurukafa ise bütün bu zenginliklerin ölüm karşısında faydasız olacağını büyükelçilere ve tabloya bakanlara hatırlatır.


 
Hans Holbein the Younger - The Ambassadors, 1533


Natürmort tablolar yoluyla yapılan bu gösterişe tepki olarak alt tür olarak Vanitas’ın doğduğunu söylemek yanlış olmaz. İnsanoğlunun faniliğini ele alan Vanitas (Kibir), ölümün nihai son, yaşamın geçici olduğunu anlatmak için kurukafa, sönmüş bir mum ve kum saati gibi sembolleri kullanır. Bazen çeşitli meyvelerle ve av hayvanları ile süslenmiş bir resimde bolluk ve bereket anlatılırken, ressam bu kompozisyona bir adet çürüyen meyve ekleyerek ölümün ve yok oluşun kaçınılmaz olduğunu izleyiciye hatırlatır.


 
Hendrick Andriessen, Vanitas Still Life, ca. 1650

Natürmort resimde kullanılan nesneler çoğunlukla sembolik imgelerdir ve belirli kültürel kodları içermektedirler. Bu kültürel kodlarının fotoğraf sanatında da yaygın olarak kullanıldığını görebiliriz. Bazı fotoğraf sanatçıları günümüzde de 16. yüzyıl natürmortlarının görsel benzerlerini hatta taklitlerini üretmişler bazıları ise sembol ve kodları güncelleyerek çağdaş işler üreterek fotoğraf sanatını zenginleştirmişlerdir. Bizi ilgilendiren biraz da bu kısmı, sembolik kodların günümüze uyarlanması.

Irving Penn’in natürmort çalışmalarında modernizmin insana bir makine olarak bakışının eleştirisi ve geleneksel natürmort kodlarının güncellendiği görülebilir. Irving Penn daha çok moda fotoğrafları ve ünlülerin portreleri ile biliniyor olsa da kişisel çalışmalarını platin/palladyum gibi el yapımı bir baskı tekniği ile üretmekteydi. Herhangi bir reprodüksiyon tekniği yerine el yapımı bazen biricik baskılar elde ettiği zahmetli bir tekniği kullanması onun kişisel projelerinde çok sayıda ürettiği natürmort tarzına verdiği değeri gösterdiğini düşünebiliriz.